Konu: Altın
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24-01-2007, 13:40   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çarpıcı bir örnek te ülkemizden verilebilir. Bu tür tartışmalar gündeme geldiğinde sık sık örnek gösterilen ve siyanürle işlem yolu ile cevher kazanılan önemli bir işletme var : Kütahya’daki Gümüşköy İşletmesi. Bunun yanında ise bir köy, Dulkadirli. En az 800 yıllık geçmişi olduğu adından bile anlaşılan ve 1986 yılında Etibank’ın Kütahya’ya 35 km uzaklıktaGümüşköy’de KRUPP Firması ile ortak kurduğu siyanürle gümüş işletmesi ve atık barajı açıldığında 62 hanelik 293 nüfuslu olduğu bildirilen Dulkadirli köyünde yaşayanlar, 1993 yılında 12 haneye, şimdi ise 2 hanede 6 kişiye düşmüş durumda. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof Necla Özdemir’in bir yazışmasında o dönemde köyde yaz aylarında ortalama 200, kış aylarında da 100-130 arasında kişinin yaşadığı not ediliyor. Prof Özdemir’in bulgularına göre, Tavşanlı Kaymakamlığı Köy’ün nüfusunun 1980’de 190, 1985’te 209 ve 1990 yılında da 189 kişi olduğunu bildirmiş. Yazının yazılmasından önceki son on yılda köy nüfusuna kayıtlı olan ve Muhtarlık tarafından köyde yaşadığı bildirilen, 56 kişinin öldüğü belirlenmiş. Ölenlerin yakınlarının sözlü bildirimleri, ellerinde var olan hastane belgeleri ve hastanelerden sağlanan başka belgelere göre ölüm nedeni olarak belirlenen hastalıkların dökümü çarpıcı : 22 kişi çeşitli kanser türlerinden, 12 kişi kanser dışı kanser dışı hastalıklardan ve 22 kişi de belirlenemeyen nedenlerle ölmüş. 22 kanser ölümünden 18’i erkek ve 4’ü kadın. Bunların 10’u akciğer; 4’ü cilt; 1’i yemek borusu; 2’si mesane; 1’i beyin tümörü; 1’i prostat; 1’i tiroid ve 2’si ise yerleşimi belirlenemeyen kanser türlerinden ölmüş. Kanser dışı 12 ölüm için kafa içi kanama, kronik akciğer hastalığı, kalp enfarktüsü, vb hastalıklar belirlenmiş. İnceleme sırasında ise köyde akciğer kanseri olduğu öğrenilen 10 kişinin bütünü erkek. Bunlardan 5’i hastane belgeleri ile, biri de o sıradaki sağlık taramasında teşhis edilmiş. 10 akciğer kanserli hastanın 9’unun kronik sigara içici, bir bölümünün de bölgedeki maden arama galerilerinde çalışmış olduğu saptanmış.

Prof Özdemir’in çalışması sırasında köyde yapılan sağlık taramasında, 26 cilt bozukluğu; 67 tam ya da tama yakın diş kaybı; 23 gastroentestinal distress bulgusu; 12 hipertansiyon/ arterioskopik kalp hastalığı; 13 normalden büyük tiroid bezi; 8 kişide KOAH; 9 periferik damar hastalığı; 3 kalp kapak hastalığı; 5 kadında adet bozukluğu; 1 akciğer kanseri; 1 cilt kanseri kaygısı; … saptanmış.

Yaygın ve solunum yolları dışındaki organlarda da karşılaşılan kanser ölümleri ve terk nedeni ile boşalan köydeki sorunun nedeninin siyanür ile ilgili olmadığı savunulup, bu köye 10 km uzaktaki bir kaynaktan sağlanan sudaki arsenik içeriğinin 0.67 mg/l (ABD standartları 0.01mg/l ve dünya standartları 0.05 mg/l) oluşu ile açıklanmaktadır. Bu saptama, Prof Özdemir’in çalışması sırasında alınan örneklerin MTA Enstitüsü’nde yapılan analizlerine dayanılarak yapılmış. Prof Özdemir, sudaki arsenik ve konut sıvalarındaki kuvars tozunun dışında anlamlı bir kanser yapıcı etkenin görülemediğini söylüyor. Köyün su kaynağı daha sonra değiştirilmiş ve köylüler de sıvalarında kuvars tozu kullanmaz olmuşlar(!).
  Alıntı ile Cevapla