24-01-2007, 13:41
|
#9 |
Guest | Yargı kararlarına karşı, yasa dışı deneme üretiminin sürdürüldüğü Ovacık Normandy altın işletmesinin çevresinde de, daha şimdiden olumsuz etkiler görülmeye başlandığına ilişkin haberler dolaşmaya başladı bile. Ovacık ve Çamköy’de geride kalan yıl hiç arı kalmadığı, bütün büyükbaş hayvan doğumlarının ölü ya da sakat olduğu, işletmenin bekçi köpeklerinin topluca öldüğü yolundaki bu söylentiler, ciddi bir araştırmayı gerektirir gibi değil mi? Bunlar, açıkça bu tür işletmelerden kaynaklanan ya da öyle olduğu düşünülen sağlık sorunlarının yalnızca doğrudan ya da dolaylı olarak siyanüre bağlanabileceklerinin bir bölümü. Çevreye salınan silisli tozlar, ağır metaller ve bunları azdıran asit maden drenajına ilişkin halk sağlığı sorunları da ayrıca tartışılabilir. Herhalde, bütün bu yaşananlar konusunda yerbilimcilerin de, halk sağlığı uzmanlarının da, toksikologların da söyleyecek bir şeyleri olmalı. Toksikolojinin de, sonunda insan sağlığının korunmasına hizmeti amaçlayan bir bilim dalı olduğu ve olması gerekenin toksikologlar ile halk sağlığı uzmanlarının birlikte saha araştırmalarına girişmesinin, yayınlanmış cetveller ile şirketlerin yaptırdığı analizleri kıyaslamaktan daha bilimsel olacağını düşünmek ve bunu beklemek herkesin hakkı. Orada köyler var uzakta, bizim köylerimiz. Onların başına gelenler bir gün bize de “çıkabilir”. Farkına bile varamayız. 22 Şubat 2002'de Brüksel'de yapılan Avrupa’da Madencilik toplantısına katılan gönüllü kuruluşların basın bildirisi; Sürdürülmekte olan madencilikte hükümet ve madencilik şirketlerinin düzenlemeleri toplumu, insan haklarını, çevreyi ve su kaynaklarını korumadığı açıklanıyor. Hazırlanan bu raporun Birleşmiş Milletler Çevre Programı UNEP' i bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. "Siyanür temelli madenciliğin sürdürülebilir olmadığını AB ne bildirmek istiyoruz. Çözülebilir siyanürün topluma ve çevreye zarar verdiği görülmüştür". Çek Cumhuriyeti "Yeryüzü Dostları’ndan Vojtech Kotecky endüstrinin kendi kendini yasalaştırması yerine UNEP' in yaptırımlar getirmesi gerektiğini belirtiyor. Madencilikte siyanür kullanılmasının kaldırılması gerektiği vurgulanarak ABD de Montana tarihindeki madencilik faaliyetlerinin zenginliği nedeniyle "Hazine Eyaleti" olarak bilinir. Ancak bugün Yurttaş insiyatifinin tepkisi nedeniyle açık maden ocaklarında siyanür kullanımı yasaklanmıştır. Türkiye ve Yunanistan'da mahkeme kararıyla siyanürle altın aramacılığı teklifi çevre ve insan sağlığı gerekçesiyle reddedilmiştir. "Mining Policy Centre" başkanı Stephen D'Esposito hem UNEP hem de AB halkı ve çevre sağlığını korumaktan uzak olduğunu belirterek toplum bakış açısının dikkatle harekete geçilmesi ve temelden değişiklikler yapılması gerektiğini dile getiriyor. Çözülebilir siyanür kullanımı konusunda AB ve UNEP' e jürinin sunduğu maddeler: ·Maden atıklarının diğer endüstriyel atıklarda olduğu gibi kimyasal ve endüstriyel atik kategorisinde yasalaştırılması; ·UNEP' in var olan çalışmalarının genelde endüstri bakış açısını taşıdığından halk, bağımsız inceleme ve izleme organlarına gerek duyuyor; ·Şu anki maden atıklarında siyanürün toksik atıklarının etkileri konusunda neler olduğunu bilmiyoruz. ·Madencilikteki Siyanür Liçi yönteminin atıklarının insana çevreye potansiyel etkileri gittikçe artmaktadır. Örneğin, lağım suları, kullanma sularının iyileştirilmesi ve diğer insan ve canlıların vücuduna giren maddelerde. |
| |