24-01-2007, 16:38
|
#1 |
Guest | Bulut Tohumlama Kuraklığa Çare mi? | | Bulut Tohumlama Kuraklığa Çare mi?
Ülkemizde son üç yıldır yaşanan kuraklık ve su sıkıntısını gidermek için belirlenen projelerden biri de "Yapay Yağış" oldu. Ancak, başta ABD olmak üzere hiçbir ülkenin kuraklığa çare olarak bu yöntemi kullanmadığı biliniyor. Doç.Dr. Mikdat KADIOĞLU yazdı.
--------------------------------------------------------------------------------
BİA
30.03.2001 Miktad KADIOĞLU
--------------------------------------------------------------------------------
BİA- Hürriyet Gazetesinin (17 Şubat 2001) "Yağmur bombası atılacak" başlıklı haberine göre Türk Hava Kurumu (THK), uçaklarına "yağmur bombası" atma sistemi takılacak ve gümüş iyodürü (AgI) bulutlara fırlatılıp yağmur yağdırılarak Türkiye'de kuraklıkla mücadele edilecek.
Bu projenin maliyetinin de 1 milyon 100 bin dolar olarak hesaplanmakta olduğu bildiriliyor.
Havayı da kontrol altına almak çok uzun yıllardır insanlığın en büyük rüyalarından biridir. O nedenle asırlardır yağmur yağdırdığını ve/ya havayı kontrol edebildiğini iddia eden kişiler veya şirketler sık sık ortaya çıkmıştır. Bunlar, ellerindeki teknoloji ile sel, don ve buzlanmayı önlemekle birlikte havaalanlarındaki kötü hava şartlarını da ortadan kaldırabileceklerini, yağışı arttırabileceklerini ve hatta yağışı istenilen bölgeye yönlendirebileceklerini iddia ederler .
Bu kişi veya şirketler, işin uzmanı olan üniversite ve kişilerle hiç bir zaman temas kurmaz, daha çok konunun uzmanı olmayan bürokratları etkilemeye çalışırlar. Bunda başarılı olanlar da bulut tohumlama vb. işlemleri, başarıları veya başarısızlıkları yoğun bir şekilde tartışılan bir ortam içinde, çok yüksek meblağlar kazanana kadar devam ettirirler.
Anlaşılan ülkemizde son üç yıldır yaşanan kuraklık ve su sıkıntısını gidermek için belirlenen projelerden biri de "Yapay Yağış" olmuştur. Ancak, başta ABD olmak üzere hiçbir ülkenin kuraklığa çare olarak bu yöntemi kullanmadığı da bilinen bir gerçektir. Hatta yapay yağış firmalarının bazıları da bulut tohumlama ile "yağmurların arttırılarak barajların doldurulamayacağını" söylerler.
Bununla birlikte, haberde bahsedildiği gibi, sadece THK uçaklarına Gümüş İyodür fişeği atan jenatörlerin yerleştirilmesi , yurtdışından satın alınan bu fişeklerin rasgele bulutların içine atılması ile olumlu her hangi bir şeyin elde edilmesi bir yana, doğru dürüst bir "bulut tohumlama deneyi" bile yapılamaz.
Korkarım, bu gerçek de zamanla anlaşılarak bu iş tamamen Amerikan firmalarına ihale edilecektir. Bulut tohumlamanın tarihçesi
Orta Asya'daki Türk boylarında yağmur yağdırma, bu konuda özel bir güce sahip olduğuna inanılan ve "yağmurcu" denilen Şamanların "Yada Taşı" denilen özel taşlar ile yaptığı bir işti.
Günümüzün yağmurcularına göre, her hangi bir anda dünya atmosferinin 10 trilyon ton su içerdiği hesaplanmaktadır ve bu "nehirlerdeki suyu" yer yüzeyine indirmenin yolu bulutları tohumlamaktır!
Gelişmiş ülkelerde hava modifikasyonu çalışmaları çok uzun yıllar önce başlamıştır. Bazı gelişmiş ülkelerde havaalanı pistlerindeki sisi kaldırmak için II. Dünya, Kore ve Vietnam savaşlarında ortaya çıkan teknolojilerin ve bilginin geliştirilerek kullanıldığı bilinmektedir.
ABD'de özellikle askeri alanda havayı silah olarak kullanabilmek için de bu tür çalışmalara hızla devam etmektedir. Uzun yıllardan beri Rusya'da da, roketler ile bulutlara aşırı miktarda gümüş iyodür enjekte etmek suretiyle, dolu önlemeye yönelik bilimsel çalışmaların hidrometeoroloji birimleri tarafından yapıldığı bilinmektedir.
Örneğin, Arjantin Tarım Bakanlığı da dolu yağışını önlemek için bu teknolojiyi satın almıştır. Aşırı tohumlama ile bulutların dağıtılması sonucunda yağış ve sisi küçük alanlar üzerinde önlemek şu an mümkündür.
Aslında her şey 1946'nın sıcak bir Temmuz gününde başladı. Vincent Schaefer, GE buzdolabı geliştirme laboratuarında çalışırken, soğuk ve sisli bir hava ile dolu olan buzdolabının içine kuru buz atınca su buharının buza dönüştüğünü tesadüfen gördü. Evet, insan böylece ilk kar fırtınasını yaratmıştı! Eğer bu olay buzdolabında olabiliyorsa, bulutta da olabilir ve yağmur yağdırılabilirdi.
Bu fikir bir yıl içinde ABD Deniz Kuvvetleri tarafından tayfunların (hurricane) gözüne uygulandı. Florida eyaletine yönelmiş olan dev tropikal fırtına (belki de kendiliğinden) ani bir dönüşle kuzeydoğuya yöneldi ve insanları hazırlıksız yakaladı .
Askerler büyük eleştiri aldıkları bu deneyi bir daha 1960'ların başında ama bu sefer okyanusun ortasında denediler. Maalesef, yok etmek istedikleri fırtına bu kez de deneyden güçlenerek çıktı. Bünyesinde binlerce meteoroloji mühendisi çalıştıran ABD silahlı kuvvetleri, günümüzde de havaya hakim olmak ve gerektiğinde de onu silah olarak kullanabilmek için bu deneylerine hala devam ediyor (http://www.ofcm.gov/fp-fy98/fedplan.htm). |
| |