Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-01-2007, 13:48   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Atatürk, öğretmenlerin toplum hayatında önemini kavramış bir liderdi. Nitekim o, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” özdeyişi ile bu gerçeği belirtmiştir. Öğretmen, milletin geleceğini şekillendiren mimardır. gelecek de gençliktedir.
Gençliğin toplum hayatındaki önemini sezen Atatürk; iyi eğitilmiş, çağdaş bilgilerle donatılmış ve millî terbiyeyi almış gençliğin, yaratıcı ve millî varlığı güçlendirici olduklarını konuşmalarında her zaman belirtmiştir.
Türk İstiklâl Savaşı yıllarından itibaren Atatürk, Millî Mücadele döneminin gençliği ile fikir birliği içinde idi. Örnek verecek olursak Sivas Kongresi’nde (4-11 Eylül 1919) gençliğin temsilcisi olarak katılan Hikmet ismindeki Askerî Tıbbiye öğrencisi, Kongre Başkanı Mustafa Kemal Paşaya şöyle seslenir:
“Paşam, elçisi bulunduğum tıbbiyeliler, beni buraya istiklâl davamızı başarmak yolundaki çalışmaya katılmak üzere gönderdiler. Mandayı (himayeyi) kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle red ve takbih ederiz (kınarız). Farzımuhal (varsayımı güç) manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal Paşayı “vatan kurtarıcı değil, vatan batırıcı” olarak adlandırır ve tel’in ederiz.”
Mustafa Kemal Paşa, çok hislendiğini her hâlinden belli eden bir tavırla gençlik temsilcisine şu cevabın verdi: “Arkadaşlar gençliğe bakın! Türk millî yapısındaki soylu kanın ifadesine dikkat edin!
Evlât, müsterih ol! Gençlikle övünüyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta olsa dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız, tektir ve değişmez: ya istiklâl ya ölüm!”
Gençlik temsilcisinin bu sözlere karşılığı “varol paşam!” oldu. Böylece Sivas Kongresi, amerikan mandasını o zamanki dille “muhili istiklâl (istiklâli zedeleyici)” olduğu için reddetmişti.[1]
  Alıntı ile Cevapla