Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-01-2007, 13:53   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

CUMHURİYETÇİLİK

Atatürk'ün temel ilkelerinin başına Cumhuriyetçilik konmuştur. Cumhuriyet bir devlet biçimidir.
Devlet : Belli sınırlar içinde yaşayan ve ortak bazı özelliklere sahip insanların,kendi içlerinden çıkardıkları güçle örgütlenip yaşamalarından oluşan bir toplumsal kurumdur.Egemenliğin kullanılmasına göre Devlet biçimleri oluşmaktadır.
Monarşi, oligarşi, demokrasi devlet biçimleridir.
Egemenliği kullananların belli aralıklarla seçimle iş başına geldikleri devletlere cumhuriyet denilmektedir. Cumhuriyet oligarşik cumhuriyet, halka dayalı cumhuriyet (Demokratik-Demokratik olmayan) ikiye ayrılabilir. Meşruti monarşi demokrasi sayılmasına rağmen cumhuriyet sayılmaz
Demokrasi:Toplumda farklı düşüncelerin temsil edilmesine,vatandaşın yöneticilerini bu düşünce akımları içinde dilediğince seçmesine denetleyebilmesine dayanan rejime demokrasi denilmektedir. Doğrudan,temsili.yarı doğrudan olmak üzere demokrasi şekilleri vardır.
Temsili Demokrasi genellikle kullanılan şeklidir.Bu sistemde halk kendisini seçtiği vekilleri aracılığıyla yönetir,
Temsili demokraside iki ana esas vardır ;
1-Vatandaşın hakları ve Özgürlüklerinin güvence altına alınması
2-Temsilcilerin seçimine halkın bütün kesimlerinin katılması.
Cumhuriyet demokrasinin gelişmesi için en ülküsel devlet biçimidir. Çeşitli sorunlar olmasına rağmen cumhuriyet demokrasi ile özdeştir.
Türk toplumuna demokrasi ve cumhuriyet anlayışının yerleşmesi çok uzun bir süre aldı.
Orta Asya Türklerinde oligarşik devlet biçimine rastlanılmakla birlikte çok hareketli ve enerjik olan toplumda ayrıcalık fazla göze çarpmamaktadır.Müslümanlığı kabul ettikten sonra Ortadoğu’da devletler kuran Türklerin yapısının monarşiye dönüştüğü görülmektedir.Osmanlılarda ise mutlak monarşinin egemen olduğunu görüyoruz.
17.yüz yıl sonlarına doğru Osmanlı Devletinde Askerlik alanından başlanarak, çeşitli reformlara gidilmiştir. Tanzimat dönemi ile can ve mal güvenliği sağlanmış, ıslahat fermanı ile vatandaşlar arasındaki hukuk ayrıcalığı kaldırıldı.Birinci ve ikinci meşrutiyet dönemlerinde meşruti demokrasi için yoğun çabalar harcandı.
Atatürk çağdaş düşünce akımları, batıdaki siyasal ve bilimsel gelişmeler karşısında Osmanlı Devletinin yaşama şansının kalmadığına inanmıştır.O zaman yapılması gereken millet egemenliğine dayanan cumhuriyet kurmaktır»
Atatürk , kurtuluş savaşı sırasında yeni bir devlet oluşturarak devleti ulusal egemenlik esasına dayandırmıştır.

Atatürk'ün Cumhuriyet anlamışı millet egemenliğine dayanmaktadır. Çağdaş Demokrasi onun temel hedefidir »
Atatürk Cumhuriyet ve demokrasiyi kendi sözleriyle şöyle açıklamaktadır;
"Türk Milletinin tabiat ve geleneklerine en uygun yönetim biçimi cumhuriyet yönetimidir"
"Cumhuriyet ahlaki fazilete dayanan bir idaredir . Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir."
"Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır, samimi ve meşru olmak şartı ile her fikre hürmet ederiz.
Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız muarızlarımızın insaflı olması lazımdır."
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
" Milletin geleceğine yalnız ve ancak millet egemen olacaktır.”
”Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve akla yatkın uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir.”

"Artık bu gün demokrasi düşüncesi durmadan yükselen bir denizi andırmaktadır .20.yüzyıl bir çok zorba hükümetlerin bu denizde boğulduğunu göstermiştir.Demokrasi ilkesi egemenliği kullanan araç ne olursa olsun temelde ulusun egemenliğine sahip olmasını ve sahip kılınmasını gerektirir.
Atatürk'e göre cumhuriyet, milletle, devlet arasında bir kaynaşma sağlar. Cumhuriyet Türk inkılabının en güçlü ve en yol açıcı ilk büyük adımıdır.toplumun dinamizmi,gelişme, çağdaşlaşma yolundaki ilerlemeler, Türk Devletinin cumhuriyet temeli üzerine oturtulmasından kaynaklanmaktadır.

  Alıntı ile Cevapla