Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-01-2007, 14:39   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

SAKARYA SAVAŞI

İnönü'de ikinci kez yenilen Yunanlılar, ordularını güçlendirmek
amacıyla kuvvetlerini artırmışlardı. Türk Ordusu ise henüz hazırlıklarını
tamamlayamamış, yurdun bütün kaynaklarından faydalanma imkanını bulamamıştı.
Ancak II. İnönü Savaşından sonra, Güney Cephesi kaldırılmış, Güney ve Batı
cepheleri birleştirilmişti. Böylece Batı Cephesinde daha fazla kuvvet toplamak
imkanı sağlanmıştı. Yunanlılar, 10 Temmuz 1921'de iki ayrı cepheden taarruza
geçerek Türk Ordusunu yok etmek istediler. Desteklenmiş kuvvetleriyle güçlü bir
şekilde ilerlemeyi başardılar. Türk Ordusu, zor durumdan kendisini kurtarmak
amacıyla Eskişehir'e kadar çekildi. Mustafa Kemal Paşa, 18 Temmuz 1921'de Batı
Cephesi karargahına geldi ve durumu yakından görüp inceledi. Ordunun düzenlenip
kuvvetlendirilmesi için, Sakarya'nın doğusuna kadar çekilmesini gerekli gördü.
Bunun üzerine, Türk Ordusu, 25 Temmuz 1921'de taktik savunma yapmak amacıyla
Sakarya'nın doğusuna çekildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi orduları Sakarya'nın
doğusuna çekilmekle askeri bakımdan büyük bir avantaj elde etti. Türk kuvvetleri
için zor olsa da, Yunanlılar için daha zor olan bir durum oluşturuldu. Böylece,
Türk kuvvetleri düşmanın gelişen taarruzlarının tehdidinden kurtarılmış,
Sakarya'nın doğusunda yeniden düzenlenerek savunma gücü artırılmıştı. Yunanlılar
ise mevzilerini genişletmişler, ulaştırma şartları zor bir arazide ilerlemek ve
ikmal yapmak zorunda kalmışlardı. Sakarya gerisine çekilme, halkın maneviyatı
üzerinde ciddi bir sarsıntı oluşturmuştu ve Meclis'te de bunun belirtileri
ortaya çıkmıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri; "Ordu nereye gidiyor,
millet nereye götürülüyor? Bu hareketin elbette bir sorumlusu vardır, o
nerededir? Bu çok acı veren durumun ve yürekler acısı görünümün gerçek
sorumlusunu ordunun başında görmek isterdik" diyerek Mustafa Kemal Paşaya dil
uzatmaya başladılar. Büyük Millet Meclisi'nde ve dışarıda son çare ve son tedbir
olarak Mustafa Kemal Paşa'nın ordunun başına geçmesinde fayda umulduğu yolunda
bir kanaat oluştu. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921'de Büyük
Millet Meclisi'ne verdiği bir önerge ile Başkumandanlığı kabul ettiğini bildirdi
ve ancak Meclis'in elindeki yetkileri de fiilen kullanmayı talep etti. Bu önerge
üzerine Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri, kendisine Başkomutan ünvanını ve
Meclis'in yetkilerini kullanmak hakkını önce vermek istemediler. Ancak ünvan ve
yetki, 5 Ağustos 1921 tarihli kanunla tanındı. Mustafa Kemal Paşa, 12 Ağustos
1921'de Polatlı'daki Cephe Karargahına giderek ordunun başına geçti. Cephede
teftiş yaparken, attan düşerek birkaç kaburga kemiği kırıldı. Savaşı cephede
yaralı ve kaburga kemiği sarılı bir şekilde idare etmek zorunda kaldı. 23
Ağustos'ta düşman ordusu ciddi olarak cephemize taarruz etti. Ordumuz. 100
kilometrelik cephe üzerinde cereyan eden meydan muharebesinde, düşmanın üstün
kuvvetlerini ilk önce yıpratarak, taarruza devam etmekten yoksun bir hale
getirdi. 23 Ağustos'tan 13 Eylül'e kadar gece gündüz aralıksız yirmi iki gün
devam eden bu kanlı savaştan sonra, düşman ordusu mağlup ve perişan bir şekilde
cepheyi terketti. Sakarya Meydan Savaşı sonucu, askeri harekat yön
değiştirmiştir. Sakarya, geri çekilme ve gerilemenin durdurulduğu ileri gidişin
başladığı noktayı oluşturmuştur. Sakarya Zaferi, bütün memlekette günlerce süren
coşkun sevinç gösterilerine ve heyecanlı kutlamalara vesile oldu. Meclis, 19
Eylül 1921'de kabul edilen bir kanunla, Türk Milletinin bir şükranı olarak
Mustafa Kemal Paşa'ya Mareşallık rütbesi ve Gazilik ünvanını verdi. Sakarya
Zaferi, dış ilişkilerimizde durumumuzun düzeltilmesine ve itibarımızın artmasına
yardımcı oldu. 9 Haziran 1921'den beri Ankara'da Fransız temsilcisi Franklin
Bouillon'la görüşmeler yapılmaktaydı. Bu görüşmeler, Sakarya zaferinden sonra,
20 Ekim 1921'de Ankara'da olumlu bir şekilde sonuçlanarak, Ankara İtilafnamesi
adıyla tarihe geçen bir antlaşmayla noktalandı. Sakarya zaferi, askerlik ve
politika bakımından da Kurtuluş Mücadelemizin önemli bir merhalesi oldu. Yunan
ordusunun taarruz kabiliyeti kırıldı.
  Alıntı ile Cevapla