Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-01-2007, 16:51   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İşte Gazinin kadınlar hakkındaki görüşleri anası ile başlamış ve tüm Türk kadınları hakkındaki görüşleri ile devam etmiştir. “Kadınlarımız haddi zatında hayatı içtimaiye de erkeklerimizle her vakit yan yana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, uzun zamanlardan beri kadınlarımız erkeklerle baş başa, hayatı cidalde, hayatı ziraatta, hayatı maişette, erkeklerimizden yarım adım geri kalmayarak yürüdüler. Belki erkeklerimizin memleketi istila eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında ispatı vücut ettiler. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat menbalarını kadınlarımız işletmiştir. Memleketin esbabı mencudiyetini hazırlayan kadınlarımız olmuş ve kadınlarımız olmaktadır. Kimse inkar edemez ki, bu harpte ve ondan önceki harplerde milletin kabiliyeti ve hayatiyesini tutan hep kadınlarımızdır. Çift süren, tarlayı eken, ormandan ****u, keresteyi getiren mahsulleri pazara götürerek para kazanan, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtiyle, kağnısiyle, kucağındaki yavrusiyle yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip, cephenin mühimmiyatını taşıyan hep onlar, hep o ulvi, o fedakar, o ilahi Anadolu kadınları olmuştur. Hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük kalpli kadınlarımıza şükran ve minnetle ebediyen taziz ve takdiz edelim.” Diyen Gazi Mustafa Kemal kadınlara verdiği önemi bu kısa söyleşisinde büyük bir önemle vurgulamıştır.

Atatürk’ün söyleşisinde de vurguladığı gibi Türk ulusunun bu tarihi dönemecinden dönmesini sağlayan en önemli unsur kadınlarımız olmuşlar. Ancak 5 Aralık 1934 tarihinde TBMM’den çıkan ve 11 Aralık 1934 tarihli 2877 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2598 sayılı kanun ile Türk kadını tam 50 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştu. Cumhuriyetimizin kurucusu, eşsiz insan Atatürk’ün önderliğinde Malatya milletvekili İsmet İnönü ve 191arkadaşının girişimi ile Türk kadını bu hakkı gelişmiş veya gelişmemiş birçok ülkeden çok önce elde etmiştir. Nitekim demokrasi ile yönetilen ve kendilerini uygar olarak niteleyen bazı milletlerin kadınları bile, siyasal haklarını Türk kadınlarından çok sonra alabilmişlerdir.

İşte Türk kadınının bu hakkı, çabasız elde ettiği yönünde birçok görüş ortaya atılmıştır. Acaba bu görüşler geçerli midir! Kanımca geçerli değildir. Çünkü bu hak Türk kadınının yüzyıllardan beri toplum içerisinde yüklendiği sorumluluklarından kaynaklanmıştır. Gerçekten, tarih boyunca Türk kadını Türk erkeği ile yan yana, omuz omuza, yürek yüreğe vatanın ve milletin kurtulması ve mutlak ilerlemesi için sürekli çalışmıştır.

Cumhuriyetin ilanının ilk seneleriydi. Ankara’da bir balo veriliyordu. Atatürk’ün de şereflendirdiği baloda bir aralık milletvekillerinden birinin partneri ile hiç alakadar olmadığı ve başka kadınlarla dans ettiğini gören Atatürk, ona bir ders vermeye karar verdi. Bu milletvekili partneri ile kıyas edilemeyecek kadar yakışıklı ve alımlı, partneri ise şişman, çirkin giyimli bir kadın idi. Atatürk bu durumdan hiç de hoşnut olmamıştı. Gülümseyen kaşları bir anda çatıldı.
  Alıntı ile Cevapla