Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 09:01   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

E. Herriot, Türk devriminden bahsederken, bunun bir mucize olduğunu kabul etmeyerek, “isteyerek, hesaplanarak yapılmış, mantığa müstenit ve millet aşkından mülhem bir eser” olarak tavsif ediyor.
İnsanlar kendilerine yeni düşünceler, yeni değerler, eşsiz büyük yeni heyecan getirenleri, büyük insan olarak görürler, dahi olarak adlandırırlar. Atatürk canlı bir düşünce, yeni değerleri topluma kazandıran insandır.
Atatürk ilim zihniyetinin, çağdaş düşüncenin de sembolüdür.
Danimarka, National Tidence gazetesi, bu amaçla Atatürk’ün gerçek yönünü belirtiyor:
“Atatürk, şahsiyet ve kabiliyetin en büyük timsali idi. O yirminci asrın en muazzam vakıasını yaratan adamdır.”
Atatürk’ün üstün şahsiyetini daha 1922’de, General Tavshend, “ ben şimdiye kadar 15 hükümdar ve cumhur reisi ile hususi ve resmi konuşmalar yaptım. Bu gece kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kudretinin esrarı var” onun müstesna şahsiyetini belirtmiştir.
General Ali Fuat Erden’e göre, Atatürk çok cepheli deha örneğidir.
“ Önce askeri deha. Deha fıtridir. Serdar’ı vasıflandıran fikir kabiliyetleri fıtridir. Lakin deha, bu ilahi kıvılcım, büyük işler yapabilmek için fikir terbiyesine muhtaçtır. Serdar, fıtrat tarafından başlanan, say ve terbiye ile geliştirilen, tecrübe ile ikmal edilen ve taçlandırılan canlı bir anıttır”
Albert Sarruat da Atatürk’ü çok yönlü bir deha olarak tanımlamaktadır.
“ Atatürk’te en mühim nokta, yenilmez bir muharip, büyük bir sevkülceyşci olduktan başka en büyük dehalarda bile bulunmayan vasıfları nefsinde toplayan en mahir bir devlet adamı ve birinci sınıf bir ıslahatçı olmasıdır. O Türk milletinde pek derin bulunan milli his gibi kuvvetli bir manivelâyı istediği gibi kullanmıştır.”
Aynı konuya temas eden bir İspanyol gazetesi de “ Atatürk, askeri deha ile devlet adamı ve filazof dehasını cem etmişti.” demektedir .
Armstrong ve Benoist- Mechin, Atatürk hakkında müşterek bir müşahedeye varmaktadırlar. Atatürk’ün geniş ölçülere sığmayan imparatorluk haşmeti karşısında, memleketin saha bakımından darlığı. Benoist- Mechin, Atatürk’ün bu yaygınlığı ve genişliği ile saha bakımından Türkiye’nin küçüklüğü arasında dramatik bir nispetsizlik görmektedir. Bunun izahını da Atatürk’ün şahsiyetinin özelliğinde bulmakta ve geniş sahalarda çalışma yerine daha mahdut sahada fakat derinliğine ve kuvvetle çalışmakta bulmaktadır.
Armstrong ve Benoist- Mechin’in Atatürk’ün şahsiyetini iyi belirtemedikleri aşikardır. Atatürk eserlerinin tesirlerini yalnız Türkiye de değil bütün Doğu aleminde ve Afrika’da görmek, hürriyet mücadelesi yapan her milletin Mustafa Kemal idealini gerçekleştirmeye çalışmasıyla ortaya çıkmaktadır. Mustafa Kemal olgun ve ileri fikirleriyle, hürriyet ve insanlık ideali ile belirli bir ülkenin sınırlarını çoktan aşmış, hükmederek, kuralları devirerek imparatorluk kurmamış, kalpleri kazanarak, zeka ve akla hitap ederek insanlık idealinin aşık ve mümtaz siması olmuştur. O bir bayrak adam, efsaneleşmeye başlayan insan üstü bir varlıktır.
  Alıntı ile Cevapla