Konu: Ayaklanmalar
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 10:35   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Koçkiri Ayaklanması
Hafik (Koçhisar) , Zara, İmranlı, Suşehri, Refahiye, Kemah, Divriği, Kangal, Ovacık, Kuruçay çevresinde 135 köye ve iki bin kilometre karelik bir alanda 40.000 nüfusu olan Koçkiri aşiretinin ayaklanması Ulusal Mücadele için önemli bir tehlike oldu. Bölgede Türkçe ve Kürtçe konuşanlar bir arada yaşamaktaydılar. Aşiret 16 köyde bütün nüfusa sahipti, fakat bazı yerlerde Türklerle iç içe yaşıyorlardı. Yaşadlkları köylerin bir özelliği de, bu köylerin çoğunun isimlerinin "Erkek, Salur" gibi Oğuz Türklerine ait oluşu ve bu isimlerin yüzyıllardan beri yaşadığı idi. Kendi içinde ve dışa kapalı yaşayan ve hükümete bağlı olan Aşiret Başkanı ö1ü Mustafa Paşa'nın oğlu Haydar Bey'in ayaklanma girişimleriyle huzursuzluk başladı. Haydar Bey, Mondros Ateşkekesi sırasında "Kürt Teali ve Teavün Derneği" (Kürt Yüksetme ve Yardımlaşma Derneği)ne girmiş ve bu derneğin şubesini kendi yöresinde açmıştı. Paris Barıs Konferansı'na, hağımsız Ermenistan ve Kürdistan tezleriyle başvuran Ermeni Boğos Paşa ile Kürt Şerif Paşa anlaştılar. Haydar Bey, Seyit Abdülkadir Bey'le haberleşiyordu. Haydar Bey Divrıği Kaymakamlığı'na atandıysa da, oraya gitmedi. Ailesiyle Tunceli'de (Dersim) yerleşti. Haydar Bey, bölgedeki eşkiya Alişir'i yakalamakla görevlendirildiyse de, olayı anlaşma ile çözdü. Ankara ise bir yandan düşman, bir yandan da iç ayaklanmalarla uğraşıyordu. Bu sebeple buraya yollayabileceği kuvveti olmadığı için bu sonucu olumlu karşıladı. Asker kaçaklarını ve eşkiyayı yakalamak için 14 Şubat 1921'de İmranlı'ya gelen 6. Süvari Alayı'na karşı yoğun bir propoganda başladı. Asker kaçaklarını yakalamaya başlayan bir bölüğe asiler saldırdılar, bölük Zara'ya kaçtı. Bundan cesaret alan asi lideri Zalim Çavuş, İmranlı'da bulunan Alay Komutanlığı'na, kasabayı terk etmelerini bildirdi. Kasabada Bucak Müdürü olan Haydar Bey ise bütün hareketin planlayıcısı olduğu icin, olayların gelişmesini seyrediyordu. Alay, tehdide boyun eğmeyince asiler kasabaya saldırdılar. Alay ağır kayıp verdi, cephanesi de tükenince asilere teslim oldu ve asiler İmranlı'ya girdiler. Haydar Bey esir edilen subay ve memurları misafir etmek bahanesiyle fakat gerçekte rehin almak için evine götürdü. Diğer yandan asiretlere mektup yazıp her kabileden 50 atlı istedi. Fakat bir mektubu Hükümet'in eline geçince durum anlaşıldı. Haydar Bey'in adamı Alişan 500 silahlı ile yardıma geldi.
Sivas Valisi bölge şeyhlerine ve aşiret başkanlarına çağrı yaparak, olayın yatıştırılmasına yardımcı olmalarını istedi. Fakat aşiret bakanları ve şeyhleri, ordunun bir süredir sayım yaptığını, hükümetin Ermenilere yaptığı gibi, Kürtleri de yok etmek niyetinde olduğu endişesiyle Koçkiri Aşireti'nin ayaklanmış olduğu yanıtını verdiler. Yalan propogandaların ne kadar etkili olduğu görülüyordu. Bunun üzerıne asilere nasihat etmek ve bu asılsız iddialara inanmamalarını sağlamak için tanınmış kişiler gönderildi. Fakat asiler zaman kazanmak için oyalama yapıyorlardı. Bunun üzerine yörede 10 Mart 1921'de sıkıyönetim ilan edildi.
Merkez Ordusu Komutanı Nurettin Paşa "Sefer yetkisi ile" ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. Yayınlanan bildiri ile tenkil harekatının asilere karşı olup, halkın can, mal, ırz ve namus güvenliğinin Hükümet'in teminatı altında olduğunu bildirdi. Asilere 48 saatlik teslim olma süresi tanındı. Teslim olmayanların ve Hükümet kuvvetlerine silahla karşı koyanların, mallarına el konacağı, evlerinin yakılıp ve yıkılacağı ilan edildi. Komutanlık halka zarar gelmemesi için gereken bütün önlemleri de aldı. Asi lideri Alişan, hükümete yardım eden köylüleri öldürterek korku yaratmaya ve kürtçülük hareketini güçlendirmek için Türklere karşı kıyıma girişti. Ayaklanma 8 Nisan'a kadar daha da yaygınlaştı. Koçkiri, Dersim Aşiretleri Hükümet'e bir nota göndererek, bölgeye, bir Kürt vali atanmasını, aksi halde ayaklanmanın Dersim'den başka, Erzincan, Van, Diyarbakır ve Erzurum'a yayılacağı tehdidinde bulundular.
Bu durum karşısında Merkez Ordusu 11 Nisan 1921'de tenkil harekatına başladı. Halkın da katıldığı bu harekat ile asilerin Fırat'ın doğusuna çekilmelerine fırsat verilmedi. Asi köyleri ele geçirildi. 13 Nisan'da Çakşur'da asiler ağır kayıp verdiler. Giresun Alayı da tenkit harekatma katılınca asiler her yerde ağır yenilgiye uğradılar. 22 Nisan'da asiler hemen her yerde temizlenmişlerdi. 23-27 Nisan arasında hemen bütün asiler yakalandılar. Kaçan asi şefleri halk kuvvetleri tarafından sıkıştırıldı. Balaban Aşireti de kendilerine yardımı reddetti. Asiler, askeri birliklere teslim olmaya başladılar.
Asilere karşı en büyük çatışma 28 Nisan'da Çırageldi'de yapıldı. 28. Süvari Alayı ve Giresun Alayı birlikte saldırıya geçtiler. 1 Mayıs'a kadar süren çarpışmalarda asiler ve hükümet kuvvetleri ağır kayıplar verdiler. Fakat sonunda asiler ağır bir yenilgiye uğradılar ve Haydar Bey ile ileri gelen 56 kişi aman diledi. Dersim asilerinden 400 kişilik bir kuvvet 21 Mayıs'ta yeniden saldırıya, yağma ve öldürme olaylarına başladı. 17 Haziran'a kadar süren çatışmalarda asiler yenildiler. Haydar Bey'in kardeşi Alişan ve 32 asi şefi teslim oldular ve yargılanmak üzere Sivas'a gönderildiler.
Bu ayaklanma İkinci İnönü Savaşı'nın başladığı bir tarihte patlak vermişti. Yunan saldırısı ile Koçkiri Aşireti'nin aynı tarihlere rastlaması, bunun planlanmasında düşmanların nasıl programlı çalıştıgını göstermektedir. Kürt bağımsızlığını kışkırtanların amacı, Yunan saldırısı sırasında, Yunan ordusuna üstünlük sağlamak amacıyla Dersim yöresinde ayaklanma çıkarıp, Türk ordusunu sıkıştırmak idi. Gerçekten çok tehlikeli bir sırada ordunun önemli bir kısmı bu ayaklanmanın üzerine gönderildi. Ayaklanmayı bastıran Nurettin Paşa, önlem olarak bu iki şiretin dağılıp, Türk köylerinin yanlarına yerleştirilmesini önerdi. Fakat Meclisteki bu yörenin milletvekilleri bunu kabul etmediler. Bu ayaklanma da kapanmış kabul edildi.
  Alıntı ile Cevapla