Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 11:09   #22
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

"Eğitim alanını ayrı tutmak her şeyden önce saçma bir ütopyadır, çünkü (genel olarak 'ulusal kültür' gibi) okulu ekonomiden ve siyasetten ayırmak olanaksızdır." (s. 35)
İdeoloji Kültürün bir öğesidir ve onu soyutlamak mümkün değildir. Ama herhangi bir ulus ya da azınlık içinde bir tek ideoloji olamaz, sınıf ayrılıkları varsa bunlar kendilerini farklı ideolojiler biçiminde yansıtırlar. Ne var ki sınıfların konumları da eşit değildir, egemen sınıfların ideolojisi egemen ideolojidir. Kültürü ideolojiden soyutlamak mümkün olmadığına; egemen sınıfın ideolojisi de kültüre egemen olduğuna göre, kültürel özerklik demek, azınlığın burjuvazisinin, egemen sınıflarının ideolojik özerkliği demektir.
Kültürel Özerkliği savunan arkadaşlar. “Evet biz de tam bunu kastediyoruz, Alman burjuvazisinin ideolojik egemenliği yerine, Türk burjuvazisinin ideolojik egemenliği altında olalım, hiç olmazsa kimliğimizi kaybetmemiş, kültürümüzü geliştirmiş oluruz” diye düşünüyor olabilirler. Kendi açılarından haklı da olabilirler, çünkü kendileri bizzat o burjuva ideolojisinin taşıyıcılarıdırlar ve burada Türk azınlığının burjuvazisinin, yani kendilerinin çıkarlarını korumuş olmaktadırlar, ama o azınlık içinde egemen olmayan bir ideolojiyi savunan bizler de, tam da bu noktada onların savunduğu ideolojinin egemenliğine karşı çıkmak; bizim görevimizin bizzat öncelikle "kendi" burjuvazimizle savaşmak olduğunu söylemekte serbestiz ve haklıyızdır. Sizler için tayin edici ulusal kimlik olabilir, onun karşılığında kendi burjuvazinizin saflarında yer alabilirsiniz, bizler için tayin edici olan ise sınıfsal kimliktir, onu ulusal ya da kültürel kimliğimiz karşısında harcamaya niyetimiz yok.
Kültür'ün şu ya da bu görünümünü ideoloji'den ayırmak; düşünce düzeyinde yapılabilecek bu soyutlamayı gerçek hayatta yapmak mümkün olmadığı için Lenin "Kültürel Özerklik" sloganına, özerkliğin kendisi sırf kültürle sınırlanıyor olsa da karşı çıkmaktadır. Eğer kültürel özerkliği savunanlar ideolojinin ayrılmasını mümkün görüyorlar ise, bu ayrılmanın nasıl olabileceğinin somut mekanizmalarını da göstermek zorundadırlar.
Lenin'in, ideolojinin Kültür'ün soyutlanamaz bir öğesi olduğundan hareketle; her toplumda iki kültür olduğundan söz etmesi, bu soyutlanamazlık göz ardı edildiği, görmezden gelindiği için yanlış anlaşılmaktadır. Şimdi de bu yanlış anlamanın üzerinde duralım. Lenin şöyle yazıyor:
"Her ulusal kültür, gelişmiş olmasa bile, demokratik ve sosyalist bir kültürün öğelerini içerir, çünkü her ulusta, yaşam koşulları zorunlu olarak demokratik ve sosyalist bir ideolojiyi doğuran, sömürülen bir emekçi yığın vardır. Ama her ulusta, aynı zamanda bir burjuva kültür de vardır ve bu, ulusal kültürün "bir öğesi" olarak kalmaz; egemen kültür biçimine bürünür. Böylelikle, "ulusal kültür", genel olarak büyük toprak sahiplerinin, papazların ve burjuvazinin kültürüdür." (s. 21)
Bu çok bilinen alıntıda Lenin'in egemen ve alt olarak nitelediği şey gerçekte ideolojidir. Ama ideoloji'yi kültürün herhangi bir boyutundan pratik hayatta ayırmak mümkün olmadığı için, Lenin okuyucunun anlayışına sığınıp, kavramsal düzeyde bu ayrımı yapma gereğini duymamakta, dolayısıyla "iki kültür"den söz etmektedir. Aynı Lenin'in Devrimden sonraki tartışmalarda "Proleter Kültür" kavramına karşı çıktığı ve onu saçma bulduğu da bilinir. Peki, Lenin kendi kendisiyle çelişmiş olmuyor mu? Olmuyor, çünkü bu tartışmada da Kültür başka bir anlamda kullanılmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla