Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 11:09   #24
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Lenin kendi programını "Dillerin ve ulusların eşitliği, bunlar üzerindeki ayrıcalıklara ve baskılara son!" diye ifade ediyor. Peki bu nasıl sağlanabilir? Lenin'in kafasındaki somut tasarı nedir? Lenin bu tasarıyı polemiği içinde, yer yer dağınık bir şekilde şöyle açıklıyor:
Lenin, bunun ilk şartı olarak sonuna kadar tutarlı bir demokratizmi, yani demokratik bir devleti ön görüyor. Nedir bu demokratik devlet? Bu demokratik düzen, dil ya da ayrılma hakkının, demokratik olmayan bir yoldan çözümünü olanaksız kılan bir düzendir.
"Ulusların kaderlerini tayin hakkı, demokratik bir düzeni zorunlu kılar; öyle ki, bu düzende yalnızca genel olarak demokrasi ile yetinilemez, burada, özel olarak ayrılma sorununun demokratik olmayan yoldan çözüme bağlamak olanaklı değildir. Demokrasi genel anlamıyla, savaşçı ve ezici bir milliyetçilikle bağdaşabilir." (s. 11-12)
Açık ki, Lenin, genel olarak demokratik bir düzen değil, çok özel bir demokratik düzen talep ediyor. Çünkü “genel olarak demokrasi”, azınlığın çoğunluğa uyması ilkesinin kabulü demektir. Bu ilkeye dayanarak, pekala azınlık uluslar üzerinde çoğunluk ulus gayet "demokratik" bir şekilde istediği dayatmayı yapabilir, tıpkı bugün Almanya'da olduğu gibi. Lenin'in kastettiği demokratik düzen ise, ulusların ve dillerin eşitliğini sağlamayı görev olarak önüne koymuş, buna göre yapılanmış bir düzendir.
Böyle bir düzenin nasıl bir şey olması gerektiği konusunda Lenin şu ipuçlarını veriyor:
"Ulusal sorunda işçi demokrasisinin programı da şudur: hangi ulus ve hangi dil için olursa olsun her türlü ayrıcalığın ortadan kaldırılması; (...) uluslardan birine herhangi bir ayrıcalık tanıyacak olan (zemstvonun (yani belediyenin), topluluğun vb. ) ulusların hal eşitliğini bozacak olan ya da bir ulusal azınlığın haklarını baltalayacak olan her türlü davranışı yasaya aykırı ve geçersiz sayan ve devletin her yurttaşına, anayasaya aykırı olan bu tür tasarrufların geçersiz sayılmasını talep etme hakkı tanıyan ve aynı zamanda böyle hareketlere girişecek olanları cezalara uğratan genel bir yasanın kabulü." (s. 19)
Lenin'in tanımladığı türden, özel demokraside, ulusların ve dillerin eşitliği bir anayasa maddesi olmak zorundadır ve bu maddeye karşı bir tasarrufa herhangi bir vatandaş bile dava açabilir. İtiraz hakkı sadece kimi imtiyazlı kuruluşlara verilmemektedir, herkesedir. Peki Lenin niçin böyle bir genel yasa maddesi ile yetiniyor. Niye daha ayrıntılı bir plan geliştirmiyor? Çünkü özellikle kapitalizmin bir ürünü olan büyük şehirlerde, çeşitli milliyetler ve diller bir mozaik görünümündedirler. Her özgül durum yasayla düzenlenemez. Bu nedenledir ki, Lenin, pratik uygulamayı, yasada belirtilen ilke çerçevesinde yurttaşların kontrolüne bırakıyor. Lenin`den aktaralım.
"Çünkü her aklı başında kimse anlar ki, bir programda, ayrıntı niteliğindeki sorunları önceden belirlemek gereksiz ve olanaksızdır. Program, ancak, temel ilkeleri saptar. İncelediğimiz örnekte temel ilke, (...) açıkça ifade edilmiştir. Bu ilke, hiç bir ulusal ayrıcalık ve hiç bir ulusal eşitsizlik tanımamak, bunlara göz yummamaktan ibarettir.
  Alıntı ile Cevapla