"Kültürel Özerklik" sloganına karşı bizler klasik “dillerin ve milliyetlerin eşitliği” sloganını savunuyoruz. Bundan ne anladığımızı da yukarıda Lenin'den aktarmalarla somut olarak gösterdik. Özerklik parolası karşısında Lenin'in anlayışını savunuyoruz. Ama bu hareket noktası ve temel olmakla birlikte yeterli değildir. Marksistler olarak tahlillerimizi ve programlarımızı, tarihsel deneyin ışığında geliştirmemiz gerekmektedir. Yaratıcı ve eleştirel Marksizm bunu gerektirir. Bu bağlamda önümüzde hangi görevler bulunduğuna kısaca değinmekte yarar var. Lenin Okulların ayrılmışlığına ABD'nin güney eyaletlerini örnek verirken, Kuzey'de siyah ve beyaz nüfus arasında bir eşitlik varmış gibi yazıyor. Kuzey'i adeta bir örnek gibi ele alıyor. Ama aradan geçen yarım asırdan fazla zaman, aynı okullara gitmenin siyahların durumunda bir değişmeye yol açmadığını gösteriyor. Bu durumu nasıl bir teorik açıklamaya kavuşturacağız, taleplerimiz neler olmalıdır? Aynı örneğe devam edersek, Lenin, okullar ayrılmadığı takdirde, kapitalizmin kendiliğinden, iktisadi yasaların zoruyla önyargıları, düşmanlıkları gidereceğini, yani örneğin zencilerin beyaz nüfusla aynı konumları paylaşacağını; zenci beyaz ayrımının fiilen son bulacağını öngörüyor. Bunu açıkça ifade etmese bile böyle bir beklenti içinde olduğunu sezdiriyor. Aradan geçen zaman, kapitalizmin, emperyalizm aşamasında gettolaşma ve ayrımcılık eğilimlerini yeniden güçlendirdiğini gösteriyor. Bu güçlenme fenomeni hangi mekanizmalarla iktisadi hayata bağlanmaktadır? Bu değişik sürece, örneğin Troçki'nin Yahudiler bağlamında değindiği gibi, bir çok Marksist dikkati çekmiştir. Ama bu süreci kısaca tasvir eden ve kategorik düzeyde, yani emperyalizmin gericiliğiyle açıklayan değinmelerdir bunlar. Bu sürecin hangi mekanizmalarla çalıştığını açıklayan (tıpkı ev işinin artı değer, dolayısıyla. iş gücünün üretilmesindeki fonksiyonunu kadın hareketinin bir teorik katkı olarak açıklaması gibi) teorilere ihtiyaç bulunmaktadır. Yine bunlara bağlı olarak Lenin, hem işçi sınıfının oldukça yakın bir zamanda zaferini umduğundan; hem kapitalizmin ayrımları eşitleme eğiliminin yanı sıra, ayrımları güçlendirici eğilimini görmediğinden hem de bu baskılara uğrayanlar (kadınlar, azınlıklar, zenciler vs. ) bir mücadele öznesi olarak ortaya çıkmadıklarından ve radikal istemleri olan bir hareket geliştirmediklerinden, hiç bir zaman bu hareketler karşısında sosyalistlerin tavrının. ne olması gerektiği gibi bir soru sormamıştır. Ama bugün bu mücadele özneleri vardır, ve bir yığın teorik sorunu gündeme getirmektedirler. Lenin, her ulusta iki kültür, yani iki ideoloji olduğundan söz ederken, ezilenlerin ideolojisinin demokratik ve sosyalist karakterli olduğunu söylemektedir. Bu, bize oldukça düz bir mantık gibi gelmektedir. Lenin zamanına göre haklı görülebilir: Gerçekten de o zaman Avrupa İşçi Hareketi genel olarak sosyalist bir ideolojiye sahiptir. Ama yine de işler her zaman böyle basit değildir. Ezilenlerin sınıfsal çıkarları sosyalist bir ideolojide, demokratik bir ideolojide yankısını bulabilir, ama sınıfsal tepkileri çoğu kez hiç de demokratik ya da sosyalist olmayan ideolojiler biçiminde ifadesini bulabilir. İdeoloji, yanlış bilinç demektir. Ama bu yanlış bilinç her zaman egemen sınıfın propagandasından ve manüplasyonundan doğmaz. Bilgi sürecinin kendisinden doğar. Yani öz ve görünüm aynı değildir. Bilimsel bir bilinç ancak yüksek bir soyutlama düzeyini var sayar. Böylece ideolojiler ile, konumlar ve çıkarlar arasında çoğu kez zıt görünümler ortaya çıkmaktadır. Bu fenomen karşısında ne yapmak gerekmektedir? Baskı altındaki ezilen grupların tepkileri sadece gerici ideolojiler biçiminde değil, aynı zamanda ve çoğu kez bir alt kültür biçiminde ifadesini bulmaktadır. Belli giyinişler, davranışlar, müzikler vs. gibi. Yani kültürün sadece ideoloji öğesi değil, ideoloji dışı öğeleri de sınıfsal tepkinin ifadesi olmakta, özellikle alt kültürlerde, kültür bir bütün olarak ezilenlere ait olmaktadır. Ama bütünüyle ezilenlere ait bu kültür, ideolojisiyle bütünüyle ezilenlerin çıkarına ve konumuna aykırı olabilmektedir. Örnek olarak Dazlaklar gösterilebilir. |