Bu olgu, eğer ezilen aşağı yukarı tamamen bir “ırk”, bir azınlık ise, ve sosyalist bir bilinç de gelişmemişse, tepki tamamen ulusal bir kültür görünümü alabilmektedir. Bu anlamda ulusal kültür, ideoloji dışı öğeleriyle, tamamen ezilenlerin kültürü olmaktadır. Almanya'daki Türkler bir örnektir. Türk azınlık içindeki burjuvalar, davranış kalıpları anlamındaki bu kültürün dışındadır. Yani örneğin baş örtüsü takmazlar, çocuklarını kuran kursuna yollamazlar vs. Ezilenlerin bu kültürü içinde burjuvaların, hatta küçük burjuvaların yeri yoktur. Bu bir göçmen işçi alt kültürüdür. Bu kültür içinde burjuvazi yoktur ama hem burjuva ideolojisi, hem de diğer gerici ideolojiler, sadece manüplasyonların sonucu değil, yanılsamaların sonucu olarak da vardır. Bu durumda, her kültür içinde iki sınıf vardır önermesi gerçekliği tam karşılamamaktadır. İşte, kısaca aklımıza gelen sorunlardan, ki hepsi birbirine yakından bağlıdır, bazıları. Biz bu ve daha akla gelebilecek başka sorunları görmezden gelmiyoruz: Cesaretle bu soruları soruyoruz. Bu sorulara verilmiş tutarlı bir cevabımız olmadığını gizlemiyoruz. Ama Marksizm'in bu soruları sormayı mümkün kıldığı gibi, onlara cevaplar verebilecek tek öğreti olduğuna da inanıyoruz. 22/12/1988 |