Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 11:14   #31
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Şu Azınlıklar Konusu


Azınlıklar Konusu Türkiye'deki tartışmalarda "Ulusaların Kendi Kaderini Tayin Hakkı" sorununun; daha somut ifade etmek gerekirse "Kürt Sorunu"nun gölgesinde kalmış bulunuyor. Bu yazıda “azınlıklar sorunu”nun tartışılmasına bir giriş yapmayı deneyeceğiz.
Bir yanlış anlamaya meydan vermemek için hemen belirtelim ki, "ulusal sorun" herhangi bir toprak parçasında yaşayan insanların büyük çoğunluğunun kendilerini kader ortaklığı vs. içinde hissedip bir "ulus" olarak kendi kaderini belirleme hakkıyla ilgilidir. Somut bir örnek verirsek, örneğin Türkiye'nin doğusundaki birçok bölgede kendilerini Kürt olarak tanımlayan insanlar çoğunluktadırlar. Uygar, insan haklarına saygılı, demokratik bir ülkede bu sorun son derece sancısız ve basit bir biçimde, örneğin son zamanlarda Slovakların Çeklerden, eskiden de Norveç'in İsveç'ten ayrılmasında olduğu gibi, çözülebilir. Önce bir genel oylamayla kimin kendini hangi ulustan addettiği ortaya çıkarılır; farklı ulusların çoğunluk oldukları alanlar herhangi bir tartışmaya yol açmayacak şekilde net olarak belirlenir. Böylece sınırları belirlenmiş uluslar kendi demokratik seçimlerini yapıp meclislerini kurarlar ve diğer uluslarla birlikte bir federasyon mu, konfederasyon mu, ortak bir devlet mi kuracaklarına kendileri karar verirler. Sorunun normal ya da somut tarihte anormal derecede az görülen çözümü böyle olabilir. Aslında "Ulusal Sorun" çözümü teorik düzeyde en basit olan sorundur. Pratik düzeyde çok zor olmasının nedeni bu hakkın kullanılmasını engellemeyecek türden bir demokrasinin son dere-ce nadir bulunan bir rejim olmasındandır.
Bizim bu yazıda tartışmak istediğimiz bu "Ulusal Sorun" ya da klasik ifadesiyle "Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı" değil; "Azınlıklar Sorunu".
"Azınlıklar Sorunu" ise, teorik düzeyde bile çok daha karmaşık bir sorundur ve özellikle son bir kaç yılda da görüldüğü gibi potansiyel yakıcılığı hiç de ulusal sorundan daha az değildir.
Hiç bir ülkede, bu ülke en demokratik ve uygar biçimlerle belirlenmiş bile olsa, sadece bir tek ulustan insanlar yoktur. Gerek tarihten gelen, gerek modern işgücü göçünden dolayı ortaya çıkan azınlıklar vardır.
Örneğin Türkiye'de Kürtler, Kürdistan'da Türkler azınlık durumundadır. Her ikisinde de Çingenelerden Çerkezlere, Süryanilerden Araplara kadar onlarca azınlık vardır.
Eğer bu azınlıklar sadece belli köylerde, mahallelerde veya şehirlerde yekpare olarak bulunuyor olsalardı, sorun yine "Ulusal Sorun" gibi çözülebilirdi.
Ama modern toplum Şehirleri ve Metropolleri yaratmıştır. Modern toplumun nüfusunun ço-ğunluğu şehirlerde yaşar. Şehirler modern toplumun sinir düğümleridir. Ve modern şehirler, Ortaçağ kentlerinde Yahudilere yapıldığı gibi azınlıkları “getto”lara tıkamazlar. Getto benzeri yerleşimler (New York'ta Harlem, Berlin'de Kreuzberg göz önüne getirilsin) görülse de bunlar hukuki dayatmalarla değil, kendiliğinden oluşmuş yoğunlaşmalardır ve hiç bir zaman ortaçağ gettoları gibi yekparelik göstermezler.
  Alıntı ile Cevapla