Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 11:15   #34
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu biçimiyle saçmalık ortada olduğundan, bu kültür ve dile göre belirlenmiş devletin sadece kültür ve dil alanıyla sınırlı bir egemenliği daha rasyonel gibi gelebilir. (Lenin'in de eleştirdiği meşhur tasarı böyledir.) Yani azınlıklar için yetkileri sadece kültür ve dil alanıyla ilgili alt devletçikler. Kültür ve Dil deyince de her şeyden önce okullar akla gelir. Yani her azınlık okullarında hangi dille, nasıl bir program uygulanacağını kendi belirleyecektir.
Böyle bir sistem ise modern toplumda yeni kastlar yaratmaktan başka bir sonuç vermez. Azınlıkların okullarının ayrılması gericiliğin, ve çoğu kez de çoğunluk olan ulusun gericiliğinin talebidir.
Lenin de bu okulların ayrılması talebine itiraz ederken ABD'in güney eyaletlerini ve o sırada Yahudi okullarının ayrılmasını öneren çarın bakanlarını örnek verir.
Buna günümüzden de örnek verebiliriz. Örneğin Almanya'da Türkiye'li çocuklar çeşitli bahanelerle geri zekalı çocukların gönderildiği "Sonderschule"lere yollanıyorlar.
İtiraz o okullarda hangi dille eğitim yapıldığına değildir. Yapılan veya yapılacak eğitimin içeriğinedir. Eğitimin içeriğini bu durumda sadece papazlar ya da imamlar belirler.
Ama okulların ayrılması pratik olarak da modern toplumda uygulanamaz. Diyelim ki İstanbul'da yaşayan, şehrin çeşitli semtlerinde oturan 100 Süryani çocuk için sorun nasıl çözülecek. Şehrin herhangi bir yerinde açılacak bir okula gitmeleri demek çoğunun ömrünün yolda geçmesi ya da pratik olarak okula gidememesi demektir.
Buna şöyle bir itiraz yapılabilir: "Belli bir sayının üstündeki azınlıklara bu hak tanınmalıdır". Ama o zaman da bu "belli bir oran"ın ne olduğu ve onu kimin saptayacağı sorunu ortaya çıkar. Pekala toplumun çoğunluğu en büyük azınlığı bile dışlayacak bir oran belirleyebilir. Öte yandan bu oran ne kadar düşük olursa olsun dışlanan azınlık ezilmiş olmayacak mı?
Demek ki, kültür ya da dile göre azınlıkların ayrı devletler halinde örgütlenmeleri veya okullarını ayırmakla yetinmeleri hem gericidir, hem de uygulanma olanağı yoktur.
Azınlıklar için bir tek ilke olabilir: Dillerin ve milliyetlerin eşitliği.
Bu genel ilke pratikte neyi ifade eder?
Okullar ayrılmaz, azınlıkların ayrı devletleri; ya da sırf kültür sorunlarıyla ilgili devletleri olmaz ama hepsi eşit haklardan yararlanırlar. Herkes istediği dili ana dil olarak seçme ve istediği dilde eğitim yapmakta serbest olur. Diğer milliyetlerden çocuklarla mahallesindeki aynı okula giden Süryani çocuğa devlet ona dilini öğretecek bir öğretmen temin eder. Bir tek azınlık cocuk için bile bu yapılabilir. Ve eğer örneğin Tarih Kitapları Türk çocuklarına Türk Tarihi öğretiyorsa Süryani çocuğun da Süryani tarihi öğrenme hakkı garanti altında olur. (Zaten bu nedenledir ki "ulusal tarihler"le böyle bir demokratik sistem bağdaşmaz. Böyle bir sistemde ancak insanlık tarihi öğrenilebilir.)
Eklemeye gerek yok ki, her azınlık kendi dilinde gazetesini çıkarabilir, radyo, Televizyon yayını yapabilir. Kendi milliyetinden insanlarla ülke, hatta dünya çapında birlikler, örgütler kurabilir. Bütün bunlar hem o ülkenin hem de tüm insanlığın maddi manevi zenginleşmesin-den başka bir şeye hizmet etmez.
  Alıntı ile Cevapla