Konu: Balkanlar
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 11:23   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

AB’ne katılım ihtimali ve yolu Balkan ülkelerinin kalkınmalarına, demokratikleşmelerine ve bölge barışı için olumlu katkıda bulunabilecek bir etkendir. Ancak, Güneydoğu Avrupa’da, halen üye olan Yunanistan dışında sadece Romanya ve Bulgaristan’a ikinci gelişme kademesinde yer alma vaadi yapılmış, buna karşılık, Slovenya hariç, eski Yugoslav Cumhuriyetleri ile Arnavutluğa herhangi bir ışık yakılmamıştır. Romanya ve Bulgaristan’ın içerisinde bulunduğu kategorideki devletlerin AB’ne katılmaları da pek yakın bir geleceğin olgusu sayılmamalıdır.

AB, Balkanlarda genel olarak barış ve istikrara katkıda bulunabilmek amacı ile işbirliği modelini oluşturmak amacıyla, Rayemaund sürecini başlatmıştır. Ancak, AB adına, bu sürecin koordinatörlüğüne bir Yunanlının getirilmiş olması, süre cin başarı değilse de AB’nin Balkan işbirliğini hangi kanalla yürütmek istediği hakkında bir fikir verebilir. Buna karşılık, ABD, AGİT çerçevesi içerisinde Güneydoğu Avrupa ülkelerini içerisine alan ve sadece ekonomik işbirliği niteliği taşıyan bir SECI süreci başlatmıştır. Bunlara ilaveten, Balkan ülkeleri, Balkanlar Konferansı serisi devam etmektedir. Bu arada, Yunanistan’ın hem Avrupa üyesi hem bir Balkan devleti olarak, Balkanlarda aktif bir rol oynamaya çalıştığı ve Türkiye’nin bölgede artan nüfuzunu azaltmaya uğraştığı açıkça görülmektedir.

Münferit Balkan ülkeleriyle ilişkilerimize gelince, bu ilişkilerin Yunanistan hariç oldukça iyi düzeyde olduğunu söylemek mümkündür. Bununla beraber, bu ilişkilerin karşılıklı olarak geliştirilmesi hem Türkiye’nin Balkanlardaki çıkarlarının korunması hem de bu ülkelerin ekonomik gelişmeleri bakımından olumlu sonuçlar verebilir. Ülkemizde Balkan meselelerinin analizi yapılırken bir Ortodoks birliği, bir Slav birliği ya da dayanışması gibi kavramlar üzerinde durulmaktadır. Hiç şüphe yok ki özellikle Doğu kiliseleri, milliyetçi akımlar üzerinde ciddi etkiler yapmaktadır. Bugün, Yunanistan milliyetçiğinin bayraktarlığını Ortodoks kilisesi yapmaktadır. Ancak, diğer Balkan ülkelerinde 50 yıllık komünist yönetimi sırasında kilise ve dini uygulamalar büyük baskılar altına alınmış ve kiliseler milliyetçilik yerine kendi varlıklarını koruma çabasına düşmüşlerdir. Ayrıca, Yunan, Bulgar, Sırp ve Rus kiliselerinin “Auto-sefal” ayrı başlı olduğu ve hatta aralarında rekabet bulunduğu bilinmektedir. Slav birliği kavramına gelince, bunun 19.yüzyılda Ruslar tarafından Balkanlarda egemenlik kurmak için ortaya atılan ideolojik bir araç olduğu bilinmektedir. Artık Bulgaristan ve Balkanların diğer, diğer Slav unsurları kendi geleceklerini bir Slav birliğinde değil, AB’inde görmektedirler. Ancak, bu iki akımın çağımızda etkinliğini yitirmekte olması, Balkanlardaki Türk ve Müslüman aleyhtarı çeşitli milliyetçi akımların zayıfladığı ve ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir. Geçtiğimiz yıllarda Bosna olayları bu duyguların ne kadar güçlü olduğunun delillerini vermiştir. Halen Makedonya ve Kosova’da yaşayan Türkler, Sırp ve Arnavut milliyetçiliği arasında sıkışıp kalmışlardır. Yunanistan’da Türk azınlığının içinde bulunduğu koşulları bir medeni Avrupa ülkesinin koşullarıyla kıyaslamak mümkün değildir (oradaki Türkler’e de eşit muame- le yapılmamasına rağmen). Bulgaristan’da son yıllarda Türk toplumuna değer verilir gibi görünse dahi, özellikle eğitim bakımından ciddi sıkıntılar devam etmektedir.
  Alıntı ile Cevapla