Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2007, 15:26   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Mo-tun M.Ö.174 yılında öldüğü zaman mülki ve askeri teşkilatı iç ve dış siyaseti, dini, ordusu, harp tekniği ve sanatı ile yüksek vasıtalı bir cemiyet halinde daha sonraki bütün Türk devletlerine örnek olan tarihen mazbut ilk Türk siyasi teşekkülü Büyük Hun devleti kudretinin zirvesinde bulunuyordu. Görüldüğü üzere bu devlet idaresindeki mahdut ziraat sahalarına karşılık daha ziyade, otlağı bol, besiciliğe elverişli bozkırlar bölgesinde kurulmuştu. Ekonominin temeli başta at olmak üzere hayvan yetiştiricilik idi. Buna göre sosyal durum da, toprağa bağlı köylü kültüründeki Çin’de mevcut geniş arazi sahibi “Gentry” tabakası ile köle sınıfından çok farklı idi. Ne malikanelere, ne de toprak kölelerine rastlanmayan Hun bölgelerinde halk kan akrabalığı ile birbirine bağlı ailelerin meydana getirdiği disiplinli ve kendilerini müdafaa için daima silahlı kabileler halinde yaşıyor ve devlet kabilelerinin kendi aralarında sıkı iş birliği yapanlardan doğuyordu. Devlet, bu kuruluşu icabı ve bilhassa ordunun mo-tun tarafından tanzimden sonra merkezden idare edilen askeri teşkilat vasıtasını kazanması sebebi ile askeri karakterde idi ve gerekli şartlar (bozkırlarda eğitilmiş olma, at ve silah) hazır olduğu için fütuhata açıktı. Bu yönden de köylü Çin devletinin ayrılıyordu. Çin’de esas rejim “Feodalite” olduğu halde Hun devletinde merkeziyetçilik dikkati çekecek kadar belirlidir. Küçük memurlar ve bazı müşavirler belki Çinli gibi fakat hepsi emirlerdeki silahlı kuvvetlere aynı zamanda birer komutan olan yüksek görevliler birinci derecede sorumlu makam sahipleri Hun aslından oldukları gibi devlet teşkilatının (mesela sağ-sol taksimatı vb.) Çinlilik ile hiç ilgisi yoktu. Mo – tun tarafından gerçekleştirilen toplulukta kabilecilik gayretlerini kırarak adeta devlete milli topluluk havasını getiren ordudaki onlu tertip de Türk idi. Mo- tun zamanında kendisinin şeklini aldığı görülen Büyük Hun devleti etnik yönden hakimiyet anlayışı, sosyal yapısı, idari ve askeri kuruluşları, dini ve dünya görüşü ile Türk milletinin tarih ve kültüründe kilit taşı, bir ana kaynak durumundalardır. Bu itibarla Türk ve Dünya tarihinde çok büyük önem taşır.[1]

[1] KAESOĞLU: a.g.e., s.39-43
  Alıntı ile Cevapla