Konu: Alevilik
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27-01-2007, 13:45   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Alevilik

ALEVÎ-ALEVÎLIK
Dördüncü halife Hz. Ali'nin soyundan gelen, onu diger sahâbeden ve diger üç halîfeden üstün tutan mezhebe mensup kimse. Alevîlik düsüncesi, ister açikça, ister gizlice, Ali'ye uyup onun Kur'an'daki nâs ve Resulullah (s.a.s.)'in vasiyetiyle imamliga tayin edildigini ileri süren; imametin* onun soyundan disari çikmayacagina inanan ve onu diger sahâbeden üstün gören zümrelerin baslattigi fikir ve siyasî kavgalarla ortaya çikan" hareketin genel adidir. Bu fikir ve harekete katilanlar, Ali'ye (r.a.) uyduklari ve onu, öteki sahâbîlerin önüne geçirdikleri için Alevî; buna taraftar olanlara da 'tarafini tutan' anlaminda "Sia"* denilmistir. Sia, Alevîligin ifade ettigi katiliktan daha mûtedîl bir kelimedir ve Islâm âlimleri Alevîlik için Sia'dan farkli olarak 'Râfiza' 'Ravâfiz' tabirlerini kullanirlar. Islâm tarihinde Hz. Peygamber'den sonra halîfe olarak Hz. Ali'yi taniyanlara, Ali'ye mensup, inanci bakimindan, Ali taraflisi anlaminda "Alevî" tabiri kullanildi. Alevîlik, halifelikte Hz. Ali'nin hakkinin yendigini, sahâbenin Hz. Peygamber'den sonra Ebû Bekr*'e bey'at etmekle, Islâm'a aykiri hareket ettigi iddiasini yansitir. Alevîler Hz. Ali'nin hilâfette hak sahibi oldugunu su sebeplere dayandirirlar: Ali*, Hz. Peygamber'in tabii olarak varisiydi. O, Islam'i ilk kabul eden kimsedir. Hz. Muhammed (s.a.s.)'in amcasinin oglu ve damadidir. Islâm savaslarinin kahramaniydi. Yasadigi sürece Hz. Muhammed'in en yakin yardimcisiydi. Onun bütün islerine bakardi. Hz. Muhammed (s.a.s.) Ali'ye olan sevgisini ve güvenini bildirerek, onun kendisinden sonra halîfe olacagina isaret etmistir. Bu yüzden onlar, Ebû Bekir, Ömer* ve Osman*'in isbasina getirilisini batil saydilar. Yani bunu serîat kurallarina ve Hz. Peygamber'in sünnetine aykiri görerek bununla savasmayi dinî bir görev kabul ettiler. Ancak, Hz. Peygamber'in, Hz. Ali hakkinda söyledikleri ve Ali'nin üstünlükleri dogru olmakla birlikte, Allah Resulü benzer sözleri Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer gibi diger büyük Sahâbîler hakkinda da söylemistir. Üstelik, hastalandiginda imamliga Hz. Ebû Bekr'i geçirmistir. Diger yandan Hz. Peygamber, kendisinden sonra müslümanlarin basina kimin geçecegini isim vererek belirtmeden bu dünyadan ayrilmistir. Böyle bir hadîs olsaydi, Hz. Ebû Bekr'in halife seçildigi sirada yapilan konusma ve müzâkerelerde bu hadîsin sözkonusu edilmesi gerekirdi. Çünkü ashâb-i kîrâm, kendi aleyhine bile olsa, Hz. Peygamber'den isittigini nakletmekten çekinmeyecek derecede üstün mezîyetlere sahiptir. Ancak, Allah Resulü'nün cenaze isleriyle ugrasmasi yüzünden, halîfe seçimi sirasinda hazir bulunamayan Hz. Ali ile bu kadar önemli bir konunun istisare edilmemis olmasi bir eksiklik sayilabilir. Fakat, Ensâr'in hilâfet konusunu müzâkere etmekte oldugu topluluga Hz. Ömer'le Hz. Ebû Bekr bile sonradan katilmisti. Bu çok önemli meselede yanlis bir adimin atilmasi endisesi ve isin kisa sürede çözülmesi zarûreti, seçimin Hz. Ebû Bekir lehine yapilmasini gerekli kilmistir. Nitekim daha sonra Hz. Ali de Ebû Bekr'e bey'at* etmistir.