Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-01-2007, 11:19   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Dış ticaret hacminin genişlemesi, dış ticaret açıklarının mutlak ve nispi olarak büyümesi, içerde Devlet bütçesinin artan açıkları ile birleşince Osmanlı Devleti o zamana kadar karşılaşmadığı bir mali krizin ortasına düştü ve 1854 den itibaren dışarıya borçlanmaya başladı. Hesapsız ve ağır şartlarla alınan borçların faiz ve ana para taksitleri, devam eden bütçe açıkları, giderek genişle­yen dış ticaret açıkları ve bunlara ek olarak alınan borçların verimli alanlarda nemalandırılması yerine lüks tüketime ve askeri harcamalara gitmesi Osmanlıyı kurtulamayacağı dış borç batağına sürüklemiştir.
Osmanlı borçlar tarihinde 1854-1874 dönemini ilk dönem saymak müm­kündür. Bu dönemde çok hızlı bir borçlanma süreci yaşanmış ve ilk borcun alınmasının üzerinden 20 yıl bile geçmeden Osmanlı Devleti iflas ettiğini ilân etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğunda ilk dış borç 1854 yılında Kırım Savaşından hemen sonra İngiltere hükümetinden alınmıştır. İlk borçlan­ma akdi ile 2.5 milyon altın lira alınmış ve 3.3 milyon altın lira borç altına gi­rilmiştir. Bu borca karşılık Mısır Vilayeti vergi gelirleri teminat gösterilmiştir. Bu ilk borçlanmayı ertesi yıl yeni dış borçlar izlemiştir. 1854-1877 yıllarını kapsayan bu birinci dönemde toplam 344.3 milyon Osmanlı altın lirası borçla­nılmıştır. Fakat ele geçen para sadece 228.1 milyon altın liradır; 116 milyon altın lira faiz yükü altına girilmiştir. Her alınan borç için bir bölge veya vilaye­tin geliri karşılık gösterilmiştir. Daha önce deyinildiği gibi, Osmanlı borçlarının idaresi ve düzenli ödenmesi için alacaklı devletlerin katılması ile DUİ kurul­muştur. Devlet ekonomisini resmen Batılı devletlerin, şirketlerin ve bankaların vesayetine terk etmiştir. Osmanlı Devleti dış borçların ana para ve faiz taksitle­rinin ödenmesi için bazı vergi gelirlerini DUİ ne bırakmıştır. DUİ'nin Osmanlı mali teşkilatı içindeki yeri zamanla genişlemiş ve İkinci Dünya Savaşı arifesin­de bu idare ikinci bir maliye bakanlığı haline gelmiş, topladığı gelirler Devletin bütçe gelirlerinin %30'unu aşmıştır. 1914-1915 bütçe gelirlerinin %34.3'üne DUİ el koymuştu. Devlet borcunu ödemek için durmadan yeni dış borç tahville­rini piyasaya sürmek zorunda kalınca tahvilleri piyasada itibari değerinin çok altında satılıyordu. Böylece borcun gerçek faizi yükseliyordu. Öte yandan, her tahvil satışında borcun faiz ve ana para ödemelerini güvence altına almak için belli bütçe gelirlerinin ipotek edilmesi, Devleti düzenli bütçe gelirlerinden yok­sun bırakıyordu. Özetle , Osmanlı Devleti 1854-1914 yılları arasında Y.S. Tezel'in tespitlerine göre net 359 milyon Osmanlı Lirası borçlanmış, buna kar­şılık 222 milyon Osmanlı Lirası kullanabilmiştir. İsmail Cem ise aynı dönem­de dış borç olarak fiilen kullanılan parayı 243 milyon Osmanlı Lirası, borçla­nılan parayı 409 milyon Osmanlı Lirası olarak vermektedir.
  Alıntı ile Cevapla