29-01-2007, 11:23
|
#37 |
| Guest | Aşağıdaki sözler Osmanlı ekonomisinin birtakım niteliklerini büyük bir açıklıkla ortaya koymaktadır. "Osmanlı yönetimi sırasında, Yunan ticaretinin gelişmesine yardımcı olan başka öğeler de vardı: Venediklilerin ticarî bakımdan Akdeniz'de egemen olmasıyla sonuçlanan Türk-Venedik çekişmesi, Karadeniz'in Osmanlı imparatorluğu dışındaki bütün gemilere kapatılması (1592-1774), Napolyon savaşları sırasındaki ekonomik ambargo, vb. bunların örnekleridir. Bu öğelerden kimisi, yalnızca Yunanlılara değil, aynı zamanda Sırplar ve Bulgarlar gibi, başka uluslara da yardımcı olmuştur." (Mouzelis ve Attalides, 1971:166) "Kapitülasyon"lardan dolayı, imparatorluğun Müslüman halkı, yukarıdaki olanaklardan, öteki etnik grupların yararlandıkları oranda yararlanamıyordu. ÇİZELGE (V) - (3) OSMANLI SANAYİ KESİMİNDE KAPİTALİSTLERİN VE İŞÇİLERİN KÖKENİ (1915) (Yüzdeler Olarak) Etnik Gruplar Kapitalistler İşçiler Türkler Rumlar Ermeniler Yahudiler Yabancı uyruklular KAYNAK: Çavdar, 1970:115. EKONOMİK ETKİNLİKLERE KARŞI TÜRKLERİN TUTUMU: DEVLETİN ENGELLEMESİ öte yandan, hiç kuşkusuz, Osmanlı İmparatorluğu'nun toplumsal ve ekonomik yapısı da, Türklerin ekonomik etkinliklerde girişkenliği ellerine almasını engelleyici etkiler yapmıştı. "Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcına kadar, Osmanlı Türkü Türkiye'deki tüccarlar arasında yer almaz." (Issawi, 1966:122) sözü bu açıdan, önemli bir gerçeği yansıtıyordu. Fakat Issawi'nin şu sözleri hiç de gerçeğe uygun değildi: "Hemen ve doğrudan doğruya amacına yönelik olan basit ve açık Türk kafası, uygulamalı gözlem yönetimine dayanan ve ince kâr hesaplarını içinde taşıyan kapitalist anlayıştan oldukça uzaktı." (Issawi, 1966:123) Aslında Türklerin ticarete karşı tutumları onların kişisel ya da doğuştan gelen kalıtımsal niteliklerinin bir sonucu değildir. Bu nedenle durumu kişilik özellikleriyle açıklamaya çalışmak yanlış olur. Türklerin ekonomik tutum ve davranışları, Osmanlı imparatorluğunun toplumsal ve siyasal yapısı tarafından biçimlendirilmişti, inalcık bu konuda şöyle der: "Osmanlıların ekonomik anlayışı, Ortadoğu'daki devlet ve toplum hakkındaki temel kavramlarla yakından ilişkilidir. Bu kavram, devletin son amacı olarak yöneticinin gücünün tümcü ve yaygın bir nitelik kazanmasına, bunun için de zengin gelir kaynaklarının ele geçirilmesine bağlıdır. Bu anlayış ise, üretici sınıfların zengin edilmesine dayalıdır. Böylece devletin esas işlevi, bu koşulların sürdürülmesini sağlamaktır. |
|
| |