Çinko İhtiyacı ve Bu İhtiyacı Etkileyen Faktörler Kanatlıların çinko ihtiyaçları daha önce Tablo 35’te verilmişti. Parakeratosis domuzlarda en çok çinko noksanlığı yanında bilhassa rasyonların yüksek düzeyde kalsiyum kapsaması halinde müşahede edilmiştir. Parakeratosis’i önlemek için gerekli çinko ihtiyacı, rasyonun kalsiyum düzeyine göre değişmektedir. Diyetsel kalsiyum düzeyi yükseldikçe, çinko ihtiyacı da yükselmektedir. Rasyonun fitik asit düzeyi de çinko ihtiyacı da yükselmektedir. Rasyonun fitik asit düzeyi de çinko ihtiyacını etkilemekte ve çinko ihtiyacını artırmaktadır. Daha önce işaret edildiği gibi, sentetik ve tabii şelat ajanları çinkonun vücutta değerlendirilmesini yükseltmekte ve fitik asitin zararlı etkilerini önlemektedir. Genetik dahil diğer bilinmeyen faktörler hayvanların çinko ihtiyacını etkileyebilmektedir. Esasen çinkoca noksan aynı rasyonlarla beslenen hayvanların gösterdikleri reaksiyonlar farklı olmaktadır. Kemiklerin çinko bakımından zengin oluşlarından dolayı, et-kemik unu, balık unu nispeten iyi çinko kaynaklarıdırlar. Bununla birlikte, tabii yem materyalleri, civcivin ve damızlık tavuğun ihtiyacını karşılayacak kadar çinko ihtiva etmeyebilirler. Bu nedenle, kanatlıların pratik rasyonları, çinko oksit, çinko karbonat gibi inorganik kaynaklarla ekonomik olarak desteklenirler. DEMİR Demirin kanın yapısına girdiği, iki asırdan fazla bir zamandan beri, anemi ile demir arasındaki ilişki daha da eski tarihlerden beri bilinmektedir. Demirin önce hemoglobinin önemli bir yapı maddesi olduğu gösterilmiş, daha sonra ise, sitokrom, peroksidaz, katalaz ve diğer bazı enzimlerin de önemli bir komponenti olduğu ortaya çıkarılmıştır. Hemoglobin ve yukarıda zikredilen enzimlerin hepsi iki yahut üç değerli demir ihtiva ederler ve bu demir formları, “heme” adı verilen porfirin kompleksinde şelatlaşmış olarak bulunur. Bu bileşik her enzime göre değişiklik gösteren protein komponentine bağlanır. Sitokromlar oksijen ve elektron naklinin aktivasyonunda; katalaz ve peroksidazlar ise hidrojen peroksitin parçalanmasında fonksiyon gösterirler. İki flavoprotein enzimi, NADH-Sitokrom reduktaz ve ksantin oksidaz demir kapsar. Kaslar, oksijen taşıyan ve myoglobin olarak bilinen bir bileşik de demir kapsar. Vücutta diyetsel demir için priyorite sitokromlara, hücre metabolizması için zorunlu diğer enzimlere, kalp dahil diğer kasların fonksiyonu için gerekli olan myoglobine verilir. Demir eksikliğinin ilk belirtileri, normal hemoglobin teşkili için yetersiz demir miktarının sebep olduğu hipokromik ve mikrositik anemi olarak ortaya çıkar. Demir ile ilgili çalışmalar şimdiye kadar nasıl ilgi çekmişse, bundan sonra da ilgi çekmeye devam edecektir. Çünkü, anemi bir çok ülkelerde önemli bir hastalık olarak yerini korurken, demir beslenmesi, demir eksikliği ve fazlalığından doğan hastalıklar hakkında öğrenilecek daha çok şeyler bulunmaktadır. |