Hem bakır hem de demir eksiklikleri New Hampshire ırkı hayvanlarında achromotrichia, yani tüylerin depigmentasyonuna yol açmaktadır. Tavşanlarda, achromotrichia ile birlikte alopesi, dermatit, gibi arazlar anemiden de önce ortaya çıkıp, bakır noksanlığının en hassas endekslerini teşkil etmektedirler. Siyah renkli koyunlardaki pigment noksanlığı, bütün yünde yer alan kıllarda esnekliğin, kıvrımın kaybolması da bakır noksanlığı ile ilgilidir. Bakır kapsayan, polifenaloksidaz (polyphenoxidase) enziminin L-tirosin amino asidinden melanin yapılmasında katalizatör olarak fonksiyon gösterdiği bilinmektedir. Yün, saç ve tüy pigmentasyonunda bu enzimin rol oynadığı şüphesizdir. Kıvrım noksanlığında bakırın rolü ise, sistein amina asidinin sistin oksidasyonuyla ilgilidir. Yünün protein moleküllerinin özel yapısını sağlamak için S-S bağına ihtiyaç vardır ki bu da, ancak sistin amino asidi ile sağlanabilmektedir. Missouri Üniversitesinde yapılan çalışmalar, bakır noksanlığının civcivlerde aorta’da anevrizma (aneurysm), bir çok hususlarda lathyrism’dekilere benzeyen kemik deformasyonları gibi arazlara sebep olduğunu göstermiştir. Bakır noksanlığı gösteren tavukların yumurtalarından çıkan civcivlerin karaciğer ve aortalarında amino asit oksidaz enziminin mevcut olmadığı saptanmıştır. Eğer bu civcivlerde, bakırca noksan rasyonlarla beslenirse, adı geçen enzim ilk dört haftalık dönemde mevcut olmamakta, buna mukabil bakırca normal rasyonlarla beslenenlerde enzimik aktivite üçüncü günden itibaren yüksek düzeyde kendini göstermektedir. Amino asit oksidaz enziminin ise, lisin amino asidinin aorta’daki elastin (desmosine)’lere dahil olmasında fonksiyon gösterdiği saptanmıştır. Bakır eksikliği, desmosine teşkili için kondanse olacak, okside olmuş lisin kalıntılarının sayısını azaltmaktadır. Bakır Sulfatın Terapötik ve Büyümeyi Stimule Eden Etkileri Pratik tavuk yetiştiricileri, çeşitli tipte mantari hastalıklar enterit ve taşlık erezyonu (Gazzard erosion) gibi hastalıklar için bakır sulfatı uzun yıllar kullana gelmişlerdir. Elde edilen sonuçlar değişik olmakla beraber hastalık durumlarında terapötik amaçlarla bakır sulfatın kullanılabileceği ağırlık kazanmıştır. İngiltere’de domuzlar üzerinde yapılan çalışmalar bakır sulfatın büyüme stimülantı olarak antibiyotikler kadar etkili olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Amerika’da, hindilerle yapılan çalışmalarda, antibiyotik ve antimikrobiyel ajanlarla bakır sulfatın mukayeseleri yapılmış. Kilogramında da 250 mg bakır sulfat (100 ppm Cu) kapsayan rasyonlarla beslenen hindi palazları, bakır sulfat kapsamayan bazal rasyonlarla beslenenlere göre %10 düzeyinde daha fazla canlı ağırlık artışı sağlamışlardır. Büyümedeki bu artış en etkili antibiyotiklerle sağlanan artışa eşit bulunmuştur. Rasyonda 100 ppm düzeyinde bakır sulfatın domuz, civciv ve hindi palazlarında meydana getirdiği bu pozitif etkiye dayanarak, bu düzeyde devamlı bir beslenme salık verilemez. Çünkü, böyle bir seviyede bakır kapsayan rasyonlarla hayvanların uzun zaman beslenmesi, erginliğe doğru giden hayvanların karaciğerinde fazla miktarda bakır akümülasyonuna yol açmakta, bu ise büyümeyi önemli şekilde geriletmekte hatta, ölümlere yol açabilmektedir. Keza yüksek dozda diyetsel bakırın rasyona sokulması gerekli bazı ilaçların da kullanılmasını imkansızlaştırmaktadır. |