Yukarıda belirtilen tarihsel gelişimin bir çok aşamasını memleketimizde görmek mümkündür. Bugün bile hala yurdumuzun bir çok yöresinde yabani meyvelerden hem doğal haliyla hemde onları aşılayarak yararlanma yoluna gitmektedirler, örneğin, yabani zeytinler, melengiçler, mahlep, kuşburnu, kızılcık, böğürtlen gibi. özet olarak söylemek gerekirse, Türkiye bugün de butun bu gelişme asamalarıyla ve çok farklı ekolojilere sahip olması nedeniyle, muzdan, şeftali, hurma ve elmaya kadar binbir meyveyi bünyesinde barındıran meyvecilik kültürünün tarihi bir müzesi durumundadır. II. DÜNYADft YETİŞTİRİLEN MEYVE TÜRLERİ VE TÜRKIYENİN TÜR VE CESIT ZENGİNLİSİ Dünya üzerinde yetiştirilen meyve türlerinin sayısı 138'i bulmaktadır. Bunlardan 85 tanesi tropik ve subtropik, kalanı sıcak ve soğuk mutedil iklim bölgelerinde yetiştirilmektedir. Türkiye çok değişik iki imleriyle çok sayıda tür ve çeşitleri bünyesinde barındırır. Bu şekilde yurdumuzda yetişen meyve tür sayısı, yeni ürünlerle birlikte 75'in üzerindedir. Bu türlerin büyük çoğunluğunun orjini Anadolu olup, turunçgillerin büyük çoğunluğu, şeftali, kivi, ananas, pikan gibi bazı meyve türleri ise çok önceden veya yakın zamanlarda yurdumuza başka ülkelerden getirilmişlerdir. Türkiye'de görülen bu büyük tür zenginliği yanında, büyük bir çeşit bolluğuda vardır.Bu şekilde elmalarda çeşit sayısı 500, armutlarda 600, eriklerde 200, kirazlarda 1500 ve şeftalilerde ise 100' üzerindedir. Dünyadaki çeşit sayıları ise bunların çok üzerindedir, örneğin, kirazlarda 1500, şeftalilerde ise 2000' e yakın çe?it vardır. Türkiyenin bu çeşit zenginliği, tür zenginliği gibi ıs-lahçılar için, damızlık materyali sağlayan kaynakları oluşturur. Gerçekten Erwin Baur 1927' de Kocaeli bölgesinden topladığı değişik erik tiplerini Almanya'ya götürmüş, aynı şekilde Kanada'lı Hunter Karadeniz bölgesinde Fusikladiuma dayanıklı Demir eî'nasî çeşidinden faydalanma yolları aramıştır. Ayrıca çeşit bolluğumun sayesinde değişik ekolojilere uyum sağlayan üstün kaliteli çeşitleri ayırarak . buralarda yetiştirme imkanları ortaya çıkar. Bu kaynakları korumak amacıyla gen bankaları yanında, kolleksiyon .bahçeleri tesis edilmelidir. |