Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-01-2007, 08:55   #6
özgür_1903
Kıdemli Kartal
 
özgür_1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Gazeteci gözüyle
ÇARŞI bir markadır
Hani bilirsiniz markalar vardır. Adidas, Puma gibi... Bunları dünyanın her yerinde görürsünüz ve paranız yetiyorsa alırsınız. İşte Çarşı da Türkiye'deki tüm taraftar grupları arasında 1 numaralı markadır. Ancak diğerlerini satın aldığınız gibi Çarşı'yı asla satın alamazsınız. Çarşı denince genellikle saldırgan ve agresif bir topluluk akla geliyor. Bu ilk zamanlar hakikaten böyleydi ama zamanla değişti. Çarşı'da lider konumunda olan 10-15 kişi üniversite mezunu ve hepsi de iş, güç sahibi. Bu nedenle Çarşı saygı duyulacak bir taraftar topluluğu. Türkiye'deki rakipleri olan Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarların zaman zaman kıskanarak ve imrenerek izlediği, zaman zaman da taklit ettikleri bir grup. O gruptan maçlarda söylenen ve Beşiktaşlı futbolcuları adeta ateşleyen besteler çıkıyor. Peki bu tezahüratların rahatsız ve tedirgin eden yanı yok mu? Var tabii ki. Örneğin tabutlu ve "Allah belanızı versin" gibi sloganlar Beşiktaşlılar'ın çoğunu fazlasıyla rahatsız ediyor. Çarşı Grubu dilerim bundan sonra taraftarların da hoşlanmadığı bu tür besteleri söylemekten kaçınır. Çarşı yalnızca Türkiye'de değil, yurtdışında da organize olmuş bir gruptur. Oralarda da üstlerinde Çarşı Berlin, Çarşı Zürih gibi forma giymiş çok Beşiktaşlı gördüm. Onların takımlarını 1. dakikadan 90. dakikaya kadar olağanüstü desteklemelerini alkışlıyorum. Ancak öyle bir zaman geliyor ki bazı futbolculara daha ısınmaya başlarken tepki gösteriyorlar. Bunlar Çarşı'ya yakışmıyor. Eğer Çarşı, "Bunlar bizim dışımızdaki olaylar" derse bunu kabul etmiyorum. Sizler ağırlığı olan bir grupsunuz ve bu çatlak sesleri susturmalısınız. Kısacası Çarşı bir markadır ve Beşiktaş'ın üzerine çok iyi yakışır.
ÖMER GÜVENÇ/AKŞAM GAZETESİ YAZARI



Unutulmaz Anılar
ŞEVŞEK ALİ
Şevşek Ali, Çarşı Grubu'nun en etkili simalarından biridir. 'ş' harflerini söyleyemediği için kendisine 'şevşek' lakabı takılmıştır. Kapalı tribünde hiçbir maçı kaçırmayan Şevşek aynı zamanda deplasman maçlarında da takımını yalnız bırakmaz. Şevşek, Beşiktaş'ın şampiyonluğa oynadığı dönemlerde bir Sarıyer maçında yine tribündeki yerini alır. Büyük bir heyecanla maçı seyrederken kalbi takımının gol atması için çırpınıyordu. O maçta Beşiktaş'ta takoz lakabıyla anılan Recep orta sahayı biraz geçtikten sonra taç çizgisinin kenarından topu ortalar. Top hiç kimsenin tahmin etmediği bir şekilde Sarıyer ağlarıyla buluşur. Kapalının üstünde maçı seyretmekte olan Şevşek o sevinç esnasında ne yaptığını bilmeden kapalının üstünden alta düşer. Bacağının kırıldığını farkına varmayan Şevşek maçı izlemeye devam eder. Daha sonra büyük bir acı hissederek kıvranmaya başlar. Apar topar hastaneye kaldırılan Şevşek ayağının kırıldığını ancak hastanede anlar. Böylece sevinci aşırı şekilde yaşamanın bedelini çok ağır olarak ödemiş olur.
__________________
iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım....
HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...!
özgür_1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla