Konu: Basın
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-01-2007, 09:28   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İktidarını güçlendirmek isteyen II. Abdülhamit, öncelikle milletin parlamento hayatı için henüz hazır olmadığını ve Kanunu-i Esasi’nin şeriata uygun olmadığını ileri sürerek Parlamentoyu kapattı. Kanun-i Esasi’nin babası sayılan Mithat Paşa ile birçok milletvekili ve gazetecileri sürdü. Aynı sene içerisinde gazete sansürü de başlamıştır.

1831’den 1881 sürecine kadar geçen ilk elli yıl içerisinde İstanbul’da pek çok gazete ve dergi yayınlandığı halde bu tarihten sonra gazetelerin sayısı azalmıştır. Bunun sebebi de Abdülhamit’in sıkı istibdadıdır.

İlk zamanlar satışların azlığı gazete sahiplerini korkutmuş ve bazı çarelere baş vurulmuştur. Bu çarelerin ilki gazeteleri daha ucuza satmak olmuştur. Bir diğeri de gazetelerin halkın her kısmının malı olduğu düşünülerek gazetecilik dilinin sadeleştirilmesine doğru gidilmiştir. Gitgide gazetelerin tirajları yükselmeye başlamış ve 1900’lere gelindiğinde şikayet edilmeyecek rakamı bulmuştur.[1]

Politik sınırlamalara rağmen bu dönemde normal olarak 12-15 bin günlük tiraj yapan, olağanüstü durumlarda 30 bine kadar çıkan gazeteler vardır. En önemlileri şunlardır:

Tercüman-ı Hakikat: 1878’de Ahmet Mithat tarafından çıkarılmıştır. Ahmet Mithat 1868’de Tuna vilayet gazetesinde gazeteciliğe başlamış, Mithat Paşa’dan destek görmüştür. Zevra, Basmet gazetelerinde çalışmış, Devir, Bedir ve Doğarcık gazetelerini çıkarmış, İbret’in eylemci yayınlarında rol oynamış ve arkadaşlarıyla birlikte sürülmüştür. Dönüşte Takvim-i Vakayi müdürlüğü yapmıştır.

Tercüman-ı Hakikat’ı kurduktan sonra, ansiklopedik bilgilerini halka yansıtma çabalarında çok başarılı olmuş, politikanın yasak olduğu bir çağda halka okuma zevkini aşılamayı başarmıştır. Bir mücadele gazetecisi olmaktan ç.ok öğretici gazeteci olmuştur.[2]

Ahmet Mithat Hakikat gazetesinde gericiliğe ve tutuculuğa karşı savaşmış, romanlar tefrika etmiş, tarih ve ekonomi yazıları yazmıştır. Gazete bu haliyle bir halk gazetesi olmuştur. Halka bol haber veriliyor, halk dilinde zengin yazılar konuluyor sadece aydın kişiler değil geniş halk kitlelerine hitap ediliyordu.

Tercüman-ı Hakikat gazetesi birçok gazetecinin de yetiştiği bir okul görevi görmüş, Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Nigar Hanım, Halide Edip Adıvar, Hüseyin Cahit Yalçın gibi isimler uzun süre bu gazetede çalışmışlardır.

1908’den sonra başlayan II. Meşrutiyet döneminde önce bağımsız görünmüş, sonra İttihat ve Terakki Partisi’ne yönelik muhalefet yapmıştır. Ahmet Mithat Efendi’nin ölümünden sonra da yayınlanmaya devam eden Tercüman-ı Hakikat Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar çıkmıştır.[3]

Sabah: İlk olarak 1875’te başarısız olarak yayınlanan Sabah, 1882’de Mihran Efendi’nin idari yönetimine ve Şemseddin Sami’nin baş yazarlığına geçince etkili bir yayın haline gelmiştir. Kadrosunda daha sonraları Ahmet Rasim, Mahmut Sadık, Diran Kelekyon, Hüseyin Cahit Yalçın, Adnan Adıvar, Ahmet Emin Yalman gibi kimseler çalışmıştır.

Ali Kemal’in yönetiminde Peyam-ı Sabah haline geldi. Milli Mücadele’ye karşı çıkmış ve 1922’de kapanmıştır.[4]

İkdam: II. Abdülhamit’in istibdat döneminde 1894’te yayın hayatına giren İkdam gazetesi Ahmet Cevdet tarafından çıkarılmıştır. Yayınlandıktan sonra dizgi hatası nedeniyle kapanan gazete de kuvvetli bir yazı kadrosu kurulmuştur. Çalışanlar arasında Hüseyin Cahit Yalçın, Mahmut Ata, Adnan Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Fatih Rıfkı Atay gibi isimler yer almaktadır.
  Alıntı ile Cevapla