Konu: Basın
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-01-2007, 09:30   #22
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Gazetelerde padişaha sürekli övgüler çıkar, ülkede ki huzur ve kalkınmadan, halkın huzurundan bahsedilerek padişahın ömrüne uzun dualar yazılırdı.

Böyle bir basının uzun ömürlü olmayacağını bilen padişah, yönetme sadakatlerini de dikkate alarak gerek gazete sahiplerine gerekse belli başlı yazarlara ödenekler verirdi.

Abdülhamit resmi notalar vererek, bir takım yabancı basının ülkeye girmemesi için ilgili devletlerden izinler almıştı. Bunlar arasında Victor Hugo, Voltaine, Jan Jack Roussaeu, Sheakspeare gibi isimlerde yer alıyordu.

Hükümet bilimsel ve özellikle tarihi eserlerin pek çoğunu “muzır” diye toplayıp, Maarif Nezareti’nde yığılmış pek çok eser Nezaretin duvarında Çemberlitaş hamamında 1902 yılında günlerce yakılmıştır.

Gazetelerde ise, uyarı,süreli veya süresiz kapatma cezaları arka arkaya devam ediyordu. Devletin resmi gazetesi ve matbaası bile bu şiddetten kurtulamamıştı.
Ülkeye yabancı gazetelerin sokulmadığı gibi, yabancı gazetecilerin çoğu Abdülhamit tarafından satın alınmıştı. Avrupa’nın önemli gazetelerinden bir kısmına pek çok abone yazılmak veya satın almak suretiyle kendi lehine yazılar yazdırmaya veya hiç olmazsa aleyhinde yazdırmamaya çalışmıştır. Özellikle Times, Temps, Kölnische, Zeitung, Tribna, Neue Freie Presse, Viedemasti gibi büyük gazetelere çok önem verirdi.

Elçiler, Türkiye ve Sultan hakkındaki yayınları hemen arzederlerdi ve zararlı görülenler bildirilerek; yurt içine girmeleri yasaklanırdı. Ancak bu yayınlar, yabancı dostlar ve yabancı postalar aracılığıyla ülkeye sokulabilirdi.[1]

Bu şekilde istibdat döneminde yerli basın tamamen keyfiyete ve baskıya dayalı olup, özgür düşüncenin önüne geçilmeye çalışılmış, bu konuda gereken her türlü önlem alınmıştır.


İSTİBDAT DÖNEMİNDE YURT DIŞINDA BASIN


II. Abdülhamit döneminde yerli basın üzerindeki baskı Türkiye’de gazeteciliğin yapılmasını engelliyordu. Bu durum aydınların ve bazı gazetecilerin yurt dışına kaçarak oralarda Türkiye’deki hükümet ve Sultan aleyhine yayın yapmalarına sebep oldu. Bu kesim yayın için basın açısından daha özgür olan Fransa, İsviçre, İngiltere, Belçika ve Mısır gibi ülkeleri seçiyorlardı.[2]

Avrupa’da Abdülhamit’in istibdatına karşı hürriyet ve meşrutiyet için savaşmış olan Türkçe Genç Osmanlılar anlamına gelen Fransızca Jön Türk kelimesi kullanılıyordu. Gerek bu Jön Türkler gerekse onların yarattığı muhalif havaya kapılanlar tarafından olsun, yurt dışında pek çok gazete çıkarılmıştır. Selim Nüzhet Gerçek’in ifadesine göre II. Abdülhamit devrinde, Jön Türkler tarafından çeşitli ülkelerde 95 Türkçe, 8 Arapça, 12 Fransızca ve 1 ibranice olmak üzere 116 gazete çıkartılmıştır. Türkçe olanlarından bazıları:

Paris’te: Cüret (Hakkı), Meşveret (Hakkı Rıza), Terakki (Prens Sebahattin)
Cenevre’de: Hizmet (Nevzat ve Emrullah), Mizan (Murat), İttihat ( Bazı Jön Türkler)
Londra’da: Hürriyet (Civanşır)
Kahire’de: Mizan (Murat), Türk (Celal), Osmanlı (İttihat ve Terakki Cemiyeti), İçtihat (Abdullah Cevdet)

Bunlardan başka Türkçe’den başka dillere de II. Abdülhamit’in istibdatını eleştiren, bununla birlikte temsil ettikleri etnik grubun çıkarlarını savunan, grupları adına özerklik isteyen gazetelerde yer alıyordu.[3]
  Alıntı ile Cevapla