30-01-2007, 09:31
|
#23 |
| Guest | Yurt dışındaki bu gazetelerin yayınlarından çekinen II. Abdülhamit bunları çıkaranların bazılarını para ve mevki ile kandırarak tekrar ülkeye getirtiyor, bazılarını da siyasi kanallar aracılığı ve diplomatik önlemlerle yerlerinde rahat bırakmamıştır. Ülkedeki Türk aydınları bu gazeteleri gizlice yabancı postalar ve yabancı dostlar aracılığıyla elde ediyor ve bunlar elden ele okunuyordu. Bu yayınlar ülkedeki siyasi uyanış üzerinde etkili olmuş ve denilebilir ki, ikinci defa meşrutiyetin ilanı içim fikirleri uyandırmıştır.[1] 1889’da İttihat ve Terakki Cemiyeti kurulduktan sonra sayıları ve etkileri artan gazetelerden basıları şunlardır: Meşveret: 1889’da Fransız İhtilalinin 100. yıl dönümü dolayısıyla açılan sergiye katılmak üzere Fransa’ya gitmiş ve 1895 yılında Meşveret gazetesini çıkarmıştır. Türkçe Meşveret’in daha ilk sayısında Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin amaçlarını ilan etmiş ve genel olarak yazılarında “iyi” bir toplumun nasıl bir toplum olması gerektiği şeklinde incelemeler değil, Osmanlı İmparatorluğu’nun zaafından söz eden şikayetler görülmüştür. II. Abdülhamit’e “Kızıl Sultan” olarak hitap eden Ahmet Rıza, ülkenin genel durumundan dolayı onu suçluyor, yazılarında imparatorluğun gerilemesi, parçalanması ve milliyet sorunları üzerinde duruyordu. Halil Ganem’in de yazılarının bulunduğu gazete de Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmaktan kurtulması için ortak bir Osmanlı kimliği üzerinde birleşilmesi gerektiği, ülkenin kalkınması için eğitim ve adalet sistemine önem verilmesi gerektiği üzerinde duruluyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması sorunuyla ilgili olarak Batı devletlerinin müdahalesine, kapitülasyonlara karşı çıkılması ve Ermenilerle ittifak sağlamak kaydı ile Ermeni sorununa çözüm bulunabileceği yönünde makaleler ağırlık kazanıyordu. Türkçe Meşveret’in sayılarının çoğu pozitivist düşünceye bağlı Ahmet Rıza tarafından yazılan bir baş makale ile başlayıp, makalede Doğu Sorunu üzerinde duruluyor, Padişaha yüklenilip ağır bir dille eleştiriliyor ancak bu saldırgan hava padişaha karşı şiddet yoluna başvurma konusunda duruyordu.[2] Onun gerek bu yönü gerekse laik görüntüsü diğer Jön Türkler ile arasında ayrılık yaşamasına sebep olmuştur. Meşveret’teki sert eleştirmeler II. Abdülhamit’in Fransa hükümeti nezdinde ki teşebbüsleri ile gazeteyi kapattırmışsa da Türkçe Meşveret Cenevre’de yayınlanmış, orada da engellenince Brüksel’e nakledilmiştir.[3] |
|
| |