30-01-2007, 09:31
|
#24 |
| Guest | Mizan: 1886 yılında ilk olarak İstanbul’da çıkan Mizan gazetesi sansür döneminde bağımsız fikirli ve gerektiğinde hükümeti eleştiren tek gazetedir. Ülkedeki genel durumdan endişelendiği için gazeteyi çıkaran Murat Bey’in bu cüretkarlığı özel bir taktiğe dayanıyordu, bir yanda Padişah’ı öteki gazeteler kadar överken diğer yanda hükümeti, Padişahı’ın sağladığı mükemmel devlet adamlığı örneklerine uymadığı için eleştiriyordu. Ancak ne Mizan’da izlenilen taktik ne de Murat’ın samimi padişahçılığı gazetenin 1890’da kapatılmasına engel olamamış ve Murat Bey 1894 yılında yurt dışına kaçmıştır. 4 Ocak 1896 yılında Mısır’da Mizan’ı çıkarmaya başlayan Murat Bey’in ilk makalesinin konusu Paris ve Mısır Jön Türklerinin programsızlığıdır. Mizan’da kendi programını yayınlayan Murat temsil sorununu ikinci plana atarak bütün Osmanlılara ırk ve din ayrımı yapılmada eşitliğin sağlanması üzerinde durmuştur. 1896 yılında Mısır’dan Paris’e giderek İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı olmuş ardından Cenevre’ye giderek yazılarına burada devam etmiştir. Murat, Mısır ve Avrupa yazılarında devlet mekanizmasının yenilenmesini istemiş, Maliye ve Maarif Nezaretini suçlamıştır. Osmanlılık ve İslamcılığın yanı sıra çıkan makalelerde Türkçülüğe değer verme çabası da açık bir şekilde ortaya çıkmış, milli kültürün korunmasına taraftar olmuştur. İslam Türklükle beraber gelen bir unsur sayılmış, daha çok siyasi bir kat olarak önemini korumuştur. Her türlü eğlence ve iyi vakit geçirmeye karşı cephe alan Mizan, okuyucularına bedenlerini, sağlıklarını ve düşüncelerini temiz tutmalarını önermiştir. Daha sonra Murat Bey’in arkadaşlarının affedileceği vaadiyle yurda dönmüş, II. Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra Mizan’ı çıkarmaya başlamıştır. Bu sefer İttihat ve Terakkiye karşı muhalif yazılar yayınlayan Mizan gazetesi 31 Mart olayını destekler izleniminden dolayı kapatılmıştır.[1] Osmanlı: Murat Bey’in Mizan gazetesi 1897’de Cenevre2de kapatıldıktan sonra, İttihat ve Terakki Cemiyetinin ilk kurucularından olan İshak Sukuti, Abdullah Cevdet, 1897’de Osmanlı adında bir gazete yayınlamışlardır. [2] II. Abdülhamit’in yönetimine karşı şiddet taraftarı olan gazete amaçları için geniş halk kitlelerini hedef almışlar ve sade bir dille okuyucuya seslenmek istemişlerdir. Kısmen başarılı olabilen bu çaba içerisinde “iyi bir Osmanlı olma” ideali üzerinde durulmuş ve tıpkı Mizan’daki gibi Türklere önem verilen unsurlar içerisinde yer almıştır. En çok görülen yazı tipi imparatorluğun parçalanması ve bununla ilgili diplomatik ilişkilerdir. Bu bakımdan gazetenin tüm sayıları birbirine benzemekte, ya Abdülhamit’in Avrupa devletlerinin söz dokundurmasından kendini koruyamamasından laf açılmakta veya bu kuvvetlerin emperyalist amaçlarından söz edilmektedir. Osmanlıya göre Batı’nın Osmanlı İmparatorluğu’na karşı davranışı haçlı seferlerinin devam ettiğini gösteriyordu. Modernleşme sürecine katılan ülkelerde sık sık görülen bir konu olan Batı2nın ahlaki düşüklüğü yeriliyordu. |
|
| |