30-01-2007, 09:33
|
#26 |
| Guest | İctihat’ın Jön Türk fikirlerine getirdiği yeni bir yön, monarşi aleyhtarı tutumu olmuştur. 28 yıl sonra yayınını sürdüren dergi de hanedan da bir gün vazgeçilebileceği fikri adım adım belirmiştir.[1] Şura-yı Ümmet: Ahmet Rıza 1902-1908 yılları arasında Paris’te ve Kahire’de Sura-yı Ümmet gazetesini çıkarmış ve merkeziyetçiliği savunmuştur. Gazetenin ilk sayısında savunacağı ilkeler; Osmanlı İmparatorluğu’nun bağımsızlığını ve bütünlüğünü savunmak, 1876 Anayasası’nın yeniden yürürlüğe girmesi için çaba harcamak, tüm Osmanlı uyrukları arasında ortak bir vatanseverlik duygusunu yaratmak, Padişah hanedanını ve tahtı korumaktır.[2] Gazetedeki yazılarda iki tema üzerinde durulmuş, bunlardan birincisi imparatorluğun parçalanmasını durduracak önlemler, ikincisi ise içerideki unsurları birbirine bağlayacak çareler ve teorilerdir. Şura-yı Ümmet’te görülen ilk makalelerden birinde Jön Türklerin hareketsizliğinden söz edilerek bunun ancak geleceğe bakmakla giderilebileceğinden bahsediliyordu. Bu fikir yeni olduğu kadar önemlidir de çünkü; o zaman kadar çoğunlukla reformun konusu dağılan imparatorluğun parçalarının nasıl tekrar birleştirilebileceği idi. Şimdi ise bu “geriye dönük” davranışın yerini ”ileriye yönelmiş”, geleceğin ihtiyaçlarını anlamaya çalışan bir davranış alıyordu. Ticari ve ekonomik faaliyetlere ilgi gösteren gazete, Türklerin her şeyi devletten beklemeleriyle sonuçlanan davranışlarını ortadan kaldırmaya yönelmiştir. Toplumu genel olarak tembel olarak nitelendiren gazeteye göre bu sorunlar ancak eğitimle giderilebilirdi. Eğitim özellikle iki noktada önemli yer tutmuş, birincisi Rusların panislavist propagandasını durdurma aracı, ikincisi ise halk içerisinde siyasi görev bilincini ve devlet işlerinin yönetimindeki sorumluluk hissini yaratma aracı olarak sayılmıştır. Osmanlılık ideolojisine önem veren gazete, bu ideolojinin yayılması için okulların açılması, misyonerlerin faaliyetlerinin örnek alınması, dil ve milli kültürün yayılması üzerinde durmuştur. |
|
| |