Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-01-2007, 18:27   #1
Meric
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Bebeklerin sinsi düşmanı müzik klipleri

Kisaca "Gelisim bozuklugu" diye tanimlanan ve son yillarda tüm tam
alti kat arttigi belirlenen otizm, uzmanlarca büyüteç altina alindi.Ve
otizmin izini süren tip dünyasi, sasirtici bir bulguya ulasti. "Klip Sendromu" adi verilen bu sendrom yüzünden tüm bebekler tehdit altinda.Pek çogumuz minik bebeklerimizi oyalansin diye televizyon karsisina oturtur,hatta televizyona gösterdikleri ilgiyi büyük bir sevinçle karsilariz. Bu arada kendimizce önlemler alir abuk subuk görüntülerle karsi karsiya kalmalarini önlemek için genellikle de müzik kanallarini açariz. Ama anlasilan o ki; biz bebegimizin ilgisini müzige olan kabiliyeti ve yatkinligiyla özdeslestirirken,o izledigi her kliple biraz daha
içine kapaniyor,biraz daha yasamdan kopuyor.Minicik beyni, basa çikamayacagi sinirsiz karanliklara boguluyor.

TELEVIZYONDAKI TEHLIKE

Marmara Üniversitesi Odyoloji Ana Bilim Dali Baskani Prof. Dr. Ferda Aktas
izledikleri müzik klipleri nedeniyle "Otizm" le karsi karsiya kalan bebek
sayisinin her geçen gün biraz daha arttigina dikkat çekerek, "Aileler
çocuklarinda konusma gecikmesi, dalginlik ve konsantrasyon bozuklugu
sikayetleri ile basvuruyor. Bu çocuklarin ortak özellikleri özellikle 0-2
yas arasinda sürekli müzik klibi seyretmeleri. Hastalik, televizyon kesinlikle yasaklanip özel egitim programlari uygulanarak, dört yasina kadar önlem alinirsa önlenebiliyor. Ancak dört yasindan sonra tedavisi mümkün degil" diyor. Kliplerin çocuk beyni üzerinde bu denli zararli oldugu fikrini ortaya atinca Prof. Dr. Ferda Aktas da bir hayli tepki görmüs. Ancak uluslararasi kongrelerde de sundugu tebliglerle sendrom konusunda sadece aileleri degil meslektaslarini da uyariyor. Konusmanin ögrenilmis bir davranis olduguna dikkat çeken Prof. Dr. Ferda Aktas, "Aileler nedense konusmanin otomatik olarak ögrenildigini zannediyorlar. Dogal ortamda çocuklarin dudak sekilleri, ses ve cümleler arasinda baglanti kurmasi gerekli. Ancak televizyon çocuklarin ögrenmesini engelliyor. Çünkü göz baglantisi kuramayan çocuklar dudak hareketleri ile sesi
birlestiremiyor.Televizyon sesi yüksek olan bir ortamda da çocuklar anne ve
babalarinin sesiyerine televizyon sesini algilar bu da onlarin beyin yapisinin
karismasina neden olur. Çünkü dudak sekilleriyle çikan ses arasinda baglanti
kuramazlar" diye konusuyor.

YOKSA DUYMUYOR MU?

"Klip sendromu" teshisi konulan hastalardan biri henüz yirmi dört aylik olan
minik Berkan. Geçtigimiz aya kadar ailesi Berkan'in agzindan anlamli tek
bir cümle dahi duyamamis. Berkan kendi adina bile tepki vermiyormus. Anne
Meltem Kadioglu, "Önce isitme problemi oldugunu düsünüyorduk. Ancak
televizyonda müzik klipleri oldugu zaman kendisini oldugu gibi o yöne
sabitliyordu.Nerede olursa olsun televizyona yönelip sanki büyülenmis gibi
duruyordu.Çalistigimiz için bakici ile kaliyordu. Bakicisi onu oyalamak için
bütün gün klip seyrettiriyordu. Açikçasi ben de bunda bir sakinca görmüyordum çünkü ben de ev isleriyle ugrasirken zaman zaman ayni seyi yapiyordum" diyor.

ILK SORUNUN YANITI EVET

Trabzon'da yasayan Kadioglu Ailesi ogullarinin bir türlü konusmadigini
fark edince solugu Istanbul'da, Marmara Üniversitesi Hastanesi'nde almis.
"Sikayetimizi söyler söylemez Berkan'in çok klip izleyip izlemedigini sordular" diyor Meltem Kadioglu. Genç kadindan aldiklari, "Evet" yanitinin ardindan ayrintili bir incelemeye girisen doktorlar sonunda teshisi koymuslar. "Klip Sendromu" Teshisin ardindan evde televizyon açmadiklarini ve Bertan'la sürekli onun anlayabilecegi sekilde konusmaya çalistiklarini anlatan Kadioglu, "Ona dokunmamiza, öpmemize bile izin vermezdi.Bir ayda çok sey degisti. Ismini ögrendi. Televizyon kapali oldugu için ara sira huzursuzlaniyor ama hemen dikkatini baska seylere yöneltmeye çalisiyoruz" diye anlatiyor zorlu tedavi sürecini.

"BANA INANMIYORLAR"

Rüzgar'da ayni sendromun kurbani. Ailesi Rüzgar üç yasindayken, yani bes
yil önce fark etmis ogullarindaki garipligi. Teshis konulduktan sonra da
iki yil boyunca evlerine hiç televizyon sokmamislar. Anne Siral Demiral,
"Aynen bir bagimliya zararli bir maddeyi biraktirir gibi davrandik" diyor.Çocuklarinin rehabilitasyon döneminde bir kres bulamamaktan o kadar bunalmislar ki, otistik çocuklar için bir kres açmislar. Bu arada aile içi bir
sarsinti da atlatmislar. Esi Haluk Göçener'le o günlerde bosanmis. Ama Rüzgar'in egitimi için birarada olmayi basarmislar. Rüzgar simdi sekiz yasinda. Aldigi egitimin ardindan iç dünyasindaki karanligi asmis hiperaktif bir
yapiya bürünmüs. Ancak ara sira öfke nöbetlerine kapiliyor, bazen
saldirganlasiyor. Hâlâ okula gidemiyor, okuma yazmayi özel egitimle ögreniyor. Siral Demiral,"Bütün yakinlarima söylüyorum. Çocuklarina klip seyrettirmemeleri
konusunda uyariyorum ancak çogu zaman bana inanmiyorlar" diye yakiniyor.

NINNIYI KENDINİZ SÖYLEYİN

Doktorlara göre, teshis konulan çocuklari hastaligin etkisinden kurtarmak
için yogun çaba gerekiyor. Çünkü etkilenen beyinlerde hastalik çogu zaman
yerlesiyor. Doktorlar bu hastaligin teshisini koyduktan hemen sonra televizyonu kesinlikle yasakliyorlar. Çocugun uyurken bile müzik dinlemesini
istemiyorlar. Ailelere mümkün oldugu kadar çocukla, onun anlayabilecegi
ses tonu ile konusmalarini tavsiye ediyorlar. Bu arada çocuklarla sefkat
yüklü fiziksel temas da önemli. En önemli seylerden biri de minik bebeklere
ninni söylemek. Uzmanlar, "Radyoda ya da teypte çalmayin siz söyleyin"
diyorlar.

Onlar zamaninda fark etti .

Siral Demiral ve Haluk Göçener ogullari Rüzgar'daki belirtileri erken fark
etmis. Simdi tüm ebeveynlere uyarip. "Hastaligin belirtilerini gözardi etmeyin" diyorlar. Iste adim adim otizme giden süreç;

"Kendi dünyasindadir. Kendisi iliski baslatmaz. Istedigi seylere ulasmak
için iliskiye girer, insanlari obje olarak gösterir, parmagi ile isaret edemez. Göz temasi kuramaz, yüz ifadesi ciddidir. Donuk ya da hüzünlü bakar. Jest ve mimikleri kullanarak sevimli olmaya çalismaz. Bay bay yapmaz. Oyuncagini vermez. Yasitlarindan uzak durur. Öpmek ve öpülmekten hoslanmaz"

Kliplere uyari konulsun

Marmara Üniversitesi Odyoloji Ana Bilim Dali Baskani Prof. Dr. Ferda Aktas
klip sendromu nedeniyle RTÜK'e basvurdu ve klip gösterimlerinde, "0-2 yas
arasindaki çocuklarin izlemesi sakincalidir" uyarisinin yer almasini istedi.
Aktas'in verdigi bilgiye göre bebeklerin davranislarinin dikkatli izlenmesi
hastaligin tanimini kolaylastiriyor. Ve Aktas klip sendromunun belirtilerini
söyle siraliyor;

. Oyuncaklarla konusur gibi sesler çikarmaz (7 ay)
. Anlamli isimlendirmeleri yoktur (10 ay)
. "Annene götür" gibi basit emirleri anlayip yerine getirmez (18 ay)
. Üç kelimeli cümle kuramaz (2 yas)
. Karsisindakilerle isim ve cinsiyet tayin ederek konusmaz (3 yas)
. Jest ve mimiklerini kullanmaz.
. Evet, hayir, nasil kelimelerini kullanamaz, zamir seçimi bozuktur
. Monoton, duydugunu tekrarlayarak (aninda ya da bir zaman sonra konusur)
. Kendine özel kelimeleri ya da konusma tarzi (son heceleri söylememe
gibi) vardir.
. Oyuncaklar ve objelerle agzina alarak, elinde oynayarak, yere düsürerek
ya da bir yere vurarak ilgilenir.
. Dönen esyalari, çamasir makinesini seyreder.
. Elinde ip veya benzeri bir seyi sürekli sallayabilir.
. Kagitlara, gazetelere, kitaplara özel bir ilgisi vardir, düzgün
tutar.

ERKEN TESHIS ÇOK ÖNEMLI

Prof. Dr. Ferda Aktas, klip sendromu ile karsi karsiya kalan çocuklarda
dört yasindan sonra tedavinin mümkün olmadigini söylüyor. Klip izlerken
adeta büyüleniyorlar Bol hareket içeren müzik kliplerinin dünyayi yeni yeni
tanimaya çalisan minik gözler tarafindan sürekli izlenmesi,beyinlerinde kimi zaman tedavisi mümkün olmayan hasarlara neden oluyor. "Klip sendromu"
bulgularini tasiyan çocuklarin geçmis hikayeleri "sürekli müzik klibi
izlenmesi"ni içeriyor. Tv'de ardi ardina yayina sokulan klipleri izleyen çocuklar
çevresiyle iliskisini kesiyor, aile içi iletisimini en aza indirgiyor Berkan'da bu sendromun tipik örneklerinden biri.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla