Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31-01-2007, 13:13   #1
özgür_1903
Kıdemli Kartal
 
özgür_1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
‘Bursankara’ dostluğu tribünlere sıçradı!

‘Bursankara’ dostluğu tribünlere sıçradı!Click the image to open in full size.MEHMET YILMAZ
Bursa’da oynanan herhangi bir Bursaspor maçının 6. dakikasında bilmeyenlerin pek de anlam veremediği bir tezahürat yükselir Atatürk Stadı tribünlerinden; “Laylalalaylaaay… Ankaragücüüüü!..” Aynı şey Ankaragücü’nün herhangi bir maçında da 16. dakikada iade-i tezahürat olarak yapılır; “Bursaaaspooorrr!..”
Elbette bu tezahüratlar iki takım taraftarının gittiği deplasmanlarda da adeta bir ritüel haline gelmiştir. Tribün kovalayan herkesin bildiği bir gerçektir Ankaragücü-Bursaspor tribün kardeşliği ya da nam-ı diğer Bursankara! 6. ve 16. dakikalar ise iki şehrin plaka numaralarıdır. Süper Lig’in ikinci devre ilk hafta maçında iki takım karşı karşıya gelmeden evvel iki taraftar grubu yan yana geldi ve Atatürk’ü ebedi istirahatgâhında ziyaret ettiler. Yaklaşık 2000 taraftarın katıldığı Anıtkabir ziyaretinin ardından da yine kol kola 19 Mayıs Stadı’nın yolu tutuldu. Benzer dostluk görüntüleri ağustos ayında, ligin ilk haftasında Bursa’da da sergilenmişti.
Daha önceki sayılarımızda anlattığımız bir hikâyesi var bu tribün dostluğunun; Ankara’da üniversite okurken A.Gücü tribünlerine de takılan Bursaspor taraftarı Abdül’ün, vatanî görevi sırasında şehit düşmesi ve A.Gücü tribünlerinin önde gelen isimlerinin cenaze törenine iştirak etmeleri ile başlayan ve seneler boyunca daha kuvvetlenen bir dostluk bu… Öyle ki, iki grubun ortak kullandıkları ve sarı, lacivert, yeşil, beyaz renklerden müteşekkil atkıları dahi var. Taraftarlar bazen yakın deplasmanlarda birbirlerine destek de veriyorlar. (Örneğin bir Ankaraspor-Bursaspor maçında A.Güçlüler Bursaspor’u destekleyebilir.)
Türkiye’deki yegâne tribün dostluğu bundan ibaret değil elbette. Mesela, aynı Ankaragüçlülerin Karşıyaka ile de bir dostlukları mevcuttur. (İlginçtir, taraftar bazında Bursaspor ile de Kaf Kaf’ın arası açıktır!) Kocaelispor taraftarı ile deprem sonrası yaşanan yardımlar sırasında Antalyaspor tribünlerinin arası iyidir. Yine Eskişehir ile Körfez dostluğu da mevcuttur. Sakaryasporluların ise Manisa ile (Manisakarya) ve Göztepe ile araları gayet iyidir. Tatangalar Dergisinde de Göztepe tribünlerine ait bir yazı vardı söz gelimi. Alt liglerde yer alsalar bile belli bir tribün kültürü olan takımlardan Karşıyaka ile Karagümrük, Giresunspor ile de Boluspor tribünleri arasında ciddi bir dostluk bulunmakta. Tabii bir de düşmanlıklar mevzuu var -ki maalesef dostluklara oranla çok daha fazlalar- ancak onlar bu yazının konusu değiller… (Bu konularda daha fazla bilgi almak için tribündergi, pankart gibi ortak sitelerle, adı geçen takımların taraftar sitelerine göz atmanız yeterlidir.)
Dostluklar şahsi çabayla başlıyor
Peki, tribünlerin kardeşliği denilen hadise o takımları tutan herkesi alâkadar eder mi? Örneğin dostlukları bilinen falanca takımlılar filanca takımdan hazzetmek zorunda mıdır ya da hazzediyor mudur? Aslına bakarsanız bu sorunun cevabı “tribün dostluğu” tabirinde gizli. Yani, dostluk esas olarak tribün grupları, diğer bir ifadeyle “deplasmancılar” arasında mevcut. Yani o takımı tutan herkesin aynı düşünceye sahip oldukları iddia edilemez. Yine bu dostluklara bakıldığında çok büyük bir kısmının yakın zamanda tesis edildikleri görülüyor. İyi de eskiden böyle şeyler yok muymuş diye düşünülebilir; olmaz mı, elbette varmış. Örneğin, Samsunspor ile Eskişehirspor arasında böylesi bir dostluk varmış. Özgür Topyıldız’ın Eskişehirspor Kitabında naklettiğine göre Samsunlu bir futbolcu olan ve Eskişehirspor’da forma giyerken kansere yenik düşerek vefat eden Necdet’in kabri Eskişehirsporluların her Samsun deplasmanına gelişinde birlikte ziyaret edilirmiş. Şimdi ise futbolun insanî yönü gittikçe göz ardı edildiğinden ve Eskişehirspor ile Samsunspor’un uzun yıllar ayrı liglerde yer almasından dolayı bu gelenek unutulup gitti. Çünkü eski tribüncüler yavaş yavaş çekildiler ortalıktan. Günümüzde internet tribüncülüğü denilen bir akım var artık ve dostlukları da düşmanlıkları da doğrudan etkiliyor bu akım. Dostlukların bütüncü bir görünüm arz etmediğini söylemiştik. Bunu da yine yakından inceleme fırsatı yakaladığımız bir tribünden örneklendirelim. Samsunspor, seksenli yıllarda İzmir’de, Trakya’da bile binlerce kişiyi kendi safında tribünlere çekebilen bir takımdı. Ancak şu an Samsunspor tribünleri genel anlamda birbirinden bağımsız hareket eden dört-beş gruptan oluşuyor. Bu nedenle mesela Şirinler grubunun 2001’de Ankara’da oynanan Samsunspor-Beşiktaş maçındaki desteğe istinaden Ankaragüçlülerle oluşmuş bir dostlukları mevcutken, Samsunspor Taraftarlar Birliği’nin böyle bir dostlukla ilgisi yoktur! Aynı Taraftarlar Birliği ise bu sezon Karşıyaka Çarşı grubuyla karşılıklı atkı takasına girmiş ve iki grup birbirlerinin takımları lehine tezahüratlar yapmıştır. Bu dostluğun sebebi ise Samsunspor tribünlerindeki bir liderin, askerliğini İzmir’de yaparken Karşıyakalılarla sıkı bir dostluk geliştirmesiymiş. Yine doğrudan tribüncülükten kaynaklanmasa bile komşuluk ilişkilerine dayanan dostluklar ve tabii düşmanlıklar da mevcut. Ancak görünen şu ki, dostluklar genellikle şahsi çabalarla, düşmanlıklar ise vuku bulan bir hadiseyle meydana geliyor. Gönül ister ki, tribünlerde her zaman dostluklar olsun; ancak bunun ham bir hayal olduğunu da söylemek lazım. Sayı:170Bölüm:Süperlig

sporvizyon/zaman
__________________
iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım....
HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...!
özgür_1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla