[Meric]

Keten tohumu bitkisel kökenli omega-3 yağ asidi açısından yer yüzündeki en zengin bitkidir. Biliyorsunuz, doğada üç çeşit omega-3 yağ asidi vardır. Bunlardan ikisi hayvansal, biri de bitkiseldir. İnsanın da gereksinim duyduğu EPA (eikosapentaen asit) ve DHA (dokosaheksaen asit) hayvansal kökenli omega-3 yağ asitleridir. Özellikle DHA beyin sağlığımız içi vaz geçilmezdir. ALA (alfalinolenik asit) ise bitkisel kökenli omega-3 yağ asididir. İnsan vücudu her gün 1 gram hayvansal kökenli omgea-3 yağ asidi almak zorundadır. Hayvanlarımızı yapay beslediğimiz için EPA ve DHA'yı artık sadece deniz balıklarından ve yumurtadan alabilmekteyiz. Bu ortamda bitkisel omega-3'e eskiye göre daha çok gereksinim duyuyoruz. İnsan bedeni bitkisel omega-3'ü hayvansal omega-3'e çevirebilmektedir. Ancak bu özellik çok ne yazık ki çok güçlü değildir. Dönüşüm katsayısı 7'ye birdir: 7 gram bitkisel omega-3 bir gram hayvansal omega-3'e dönüştürülebilmektedir.

Keten tohumu yanısıra tüm yeşil sebzeler, otlar omega-3 içerir. Bu nedenle de biz yeniden mera hayvancılığına dönmek zorundayız.

Keten tohumunun karaciğere toksik etki gösterdiğini, bugüne kadar hiçbir yerde okumadım. Keten tohum Avrupa ülkelerinde, Avustralya'da, ABD ve Canada'da ekmeğe katılır ve bu ekmekler özellikle Avustralya'da kalbi koruyucu ekmet olarak pazarlanır, bu da doğrudur.

Ülkemizde de keten tohumu bütün tohum ve öğütülmüş olarak satın alınabilmektedir. Keten tohumu öğütüldükten sonra 24 saat içinde bozulduğundan ASLA ÖĞTÜLMÜŞ OLARAK SATIN ALINMAMALIDIR. Tohum bütün olarak alınmalı ve salatalara, çorbalara ve eğer evde ekmek yapıyorsanız (benim gibi) ekmek hamuruna katılmalıdır. Keten tohumunu ASLA BİR KAŞIK DOLUSU AĞIZIMIZA ATIP ÇİĞNEMEMELİYİZ. Kendi ağırlığının 8 katı kadar su çektiğinden kaşıkla ağızımıza atığımız keten tohumlarını çiğnedikçe şişmeye başlar ve boğulma tehlikesi yaratır. Bu nedenle keten tohumu başka gıdalarla karıştırılarak tüketilmeli ve tek tük ağızımıza gelen tohumu çiğnemeliyiz. Keten tohumunun kabuğunu çiğneyerek parçalamazsak, hiç bozulmadan sindirim sistemimizi terk eder. Bu nedenle de ekmek hamuruna karıştırılması en mantıklı kullanım tarzıdır, çünkü her seferinde bir dilim ekmek kestiğinizde (olabildiğince ince dilim olmalı) çok sayıda keten tohumu da parçalanmış olacak, dilimi hemen tükettiğiniz için de bozulma olmayacaktır. Ben 1 kilo undan yapılan ekmek hamuruna 100 gram keten tohum katıyorum.

Keten tohumu İç Anadolu'nun yerel bitkilerindendir. Genetik yapısıyla oynanmamıştır. Aynı soya fasülyesi gibi fitoöstrojenler içerir (soya fasülyesi genetik yapısı ile oynanmış bir bitkidir bu nedenle asla tüketilmemelidir). Fitoöstrojenler, östrojene benzer etki gösteren bitkisel kaynaklı kimyasal maddelerdir. Bu nedenle menapoz döneminde kemik sağlığı için önerilen maddelerdir.

Daha önce de belirttiğim gibi, keten tohumu kabuğu kendi ağırlığının 8 katı kadar su tutar. Bu da kabızlığın önlenmesinde çok önemli bir katkı sağlayarak, başta bağırsak kanseri olmak üzere tüm kalın bağırsak hastalıklarının önlenmesinde çok önemli bir katkı sağlar.

Bertan Ağabey, sanırım, sizin gönderdiğiniz yazıda anlam kargaşası var. Türkiye'de baharatlar, bulgur, tohumlar ve diğer hububatlar açık havada kurutulduğu için bu besin maddelerinde bazı küf mantarları oluşmaktadır. Bu mantarlardan biri aflatoksin (alfa değil) denen çok güçlü bir zehir salgılar. Aflatoksin karaciğer kanseri yanısıra mide kanseri de yapabilmektedir. Bir örnek vermek gerekirse Türk bulguru Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul ettiğinden 3 kat fazla aflatoksin içerir.

Sanırım size gönerilen yazıdaki keten tohumunun karaciğer üzerindeki olumsuzluğu keten tohumunun kendinden değil hatalı saklama koşulu nedeniyle oluşan küf mantarları ve bunların toksinleri dolayısıyladır.

Saygılarımla

Prof. Dr. Kenan Demirkol

arkadaşım badem ağacı
sen ağaçların aptalı,
ben insanların..
seni kandırır havalar,
beni sevdalar....
AZİZ NESİN


corleone
Sürekli Üye



Kayıt Tarihi: 08 Ekim 2005
Konum: Türkiye
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1448
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2007 Saat 00:05 Hazımsızlık ve mide problemi olan kanaryalara az miktarda verilmesi faydalıdır. Ayrıca çiftleşme döneminde dişilere verilmesi dişilik hormonunu yükseltici etki yapar.