Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-02-2007, 11:57   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1980'li yıllardan sonra Türkiye'nin İslam ülkeleriyle olan dış ticaret hacmi daralmaya başlamış, 1981'de toplam ihracatımızın 0/042'si bu ülkelere yönelik iken, 1989'da%25, 1995 'te % 15, 1' e kadar düşmüştür. Benzer gelişim ithalatta da gözlenmiştir. 1981' de toplam ithalatımızda İslam ülkeleri %40,0'lık paya sahip iken, 1985'de bu oran %33,0, 1989'da %18,5, 1990'da %17,3 ve 1995'de %12,1 olmuştur. Bu gelişmeler ve genel bilim, dünya petrol fiyatlarının, bu ülkelerle dış ticaret ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymaktadır.
1990 yılında Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra ortaya çıkan Cumhuriyetler arasında Rusya Federasyonu da Türkiye'nin gerek ihracatında ve gerek ithalatında göreli önemi olan bir ülke konumuna gelmiştir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi içinde önemli bir potansiyele sahip olan eski Sovyetler Birliği yeni Rusya Federasyonu ile yapılan ikili anlaşmalar çerçevesinde iki taraf arasındaki dış ticaret hacmi hızla artmıştır. Bu olumlu gelişmeler sonucunda, ı 995 yılında Rusya Federasyonu toplam ihracatımızda %5,7, toplam ithalatımızda %5,8 oranında yer tutmuştur. 1997 yılı içerisinde Rusya Federasyonunun toplam ihracatımız ve ithalatımız içerisindeki payı sırasıyla %7,8 ve 0/04,5 olarak gerçekleşmiştir. Benzer gelişmeler, yeni bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetleriyle olan ticari ilişkilerde de yakın bir gelecekte görülebilecektir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesinde yer alan Rusya Federasyonu ve Türk Cumhuriyetleri, Türkiye ekonomisi ile tamamlayıcı bir ekonomik yapıda oldukları için, büyük bir potansiyel ticaret ortağı olma konumundaki ülkelerdir.
  Alıntı ile Cevapla