Aşırı biçimde basite indirgenmiş olan bu iki sistemin gerçeğe uyan ögeleri bulunmakla birlikte, bunlar günümüzde daha az geçerlidir. Eğer Marx’ın tanımladığı katışıksız kapitalizm var idiyse bile artık yok olmuştur; çünkü, Birleşik Devletler’de ve pek çok diğer ülkede hükümetler güç birikimlerini sınırlamak ve kontrolsuz özel ticari çıkarların neden olduğu toplumsal sorunların çoğuna çözüm getirmek amacıyla ekonomilerine müdahalede bulunmuştur. Bu yüzden, özel teşebbüsün yanı sıra hükümetin de önemli bir rol oynadığı Amerikan ekonomisini “karma” bir sistem olarak tanımlamak daha doğru sayılabilir. Amerikalılar çok kez serbest teşebbüse yönelik inançları ile hükümet yönetimi arasındaki sınırın nereden geçeceği konusunda anlaşamazlarsa da geliştirdikleri karma ekonomi büyük ölçüde başarılı olmuştur. ABD EKONOMİSİNİN TEMEL ÖGELERİ Bir ülke ekonomik sisteminin ilk ögesi onun doğal kaynaklarıdır. Birleşik Devletler zengin maden kaynaklarına, verimli tarım arazisine ve ılımlı bir iklime sahiptir. Bunlara ek olarak, Atlas Okyanusu’nda, Büyük Okyanus’ta ve Meksika Körfezi’nde uzun kıyıları vardır. Anakaradan kıyılara uzun nehirler akmakta ve ABD-Kanada sınırında bulunan beş büyük göl de (Büyük Göller) ulaştırma için ek olanaklar sağlamaktadır. Anılan yaygın su yolları hem yıllar boyunca ülke ekonomisinin büyümesine yardım etti hem de Amerika’daki 50 eyaleti tek bir ekonomik birim olarak birbirine bağladı. İkinci öge ise doğal kaynakları mala dönüştüren emektir. Çalışabilecek işçi sayısı ve daha da önemlisi onların üretkenliği bir ekonominin sağlamlığının belirlenmesinde yardımcı olur. Birleşik Devletler’in tarihi boyunca işgücü giderek büyüdü ve bu da neredeyse kesintisiz bir ekonomik büyümeyi besledi. 1. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasına kadar işçilerin çoğunluğu Avrupa’dan gelen göçmenlerle onların çocukları ve ataları Amerika’ya köle olarak getirilmiş bulunan Afrikalı-Amerikalılardı. XX. Yüzyıl’ın başlarında çok sayıda Asyalı Birleşik Devletler’e göç etti ve sonraki yıllarda da Latin Amerikalı göçmenler gelmeye başladı. Birleşik Devletler’de işsizliğin yüksek olduğu bazı dönemler yaşandı ve bazan işgücünün yetersiz kaldığı günler geçtiyse de göçmenler iş olanakların bol bulunduğu zamanlarda gelme eğilimi gösterdiler. Çok kez yerli işçilerden daha düşük ücretler karşılığı çalışmaya hazır bulunmalarına karşın genelde geldikleri ülkelerdekinden çok daha fazla kazanıp refaha kavuştular. Ülke de giderek zenginleşti ve böylelikle daha fazla göçmeni kaldırabilecek düzeye erişti. |