Alivre mal alım-satımları bir “türev” - varlıklara bağlı finansal spekülasyon yapılmasında kullanılan karmaşık yöntemler - biçimidir. Türevler 1990’larda ipotekler ve faiz oranlarını da içeren çok sayıda varlığı kapsayacak biçimde büyüdü. Mali durumu bozuk olan, yüksek kaldıraç uygulayan ve belirli durumlarda da düzenlemelerin etkisinden kurtulmak amacıyla Birleşik Devletler dışında tescil yaptıran türev alıcısı fonlara para yatırmış bulunan bazı bankaların, aracı şirketlerin ve bireylerin büyük zararlara uğramaları sonucunda düzenleyici kuruluşların ve Kongre’nin dikkati bu gittikçe yaygınlaşan ticaret türüne çekildi. DÜZENLEYİCİLER 1934’te kurulmuş olan Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu (Securities and Exchange Commission - SEC) Birleşik Devletler’deki borsaların en başta gelen düzenleyicisidir. 1929’dan önce borsaları eyaletler düzenlemekteydiler; fakat, 1929 yılında borsadaki çöküşün Büyük Bunalım’ı başlatması bu yöntemin yetersiz olduğunu kanıtladı. 1933 tarihli Menkul Kıymetler Yasası ve 1934 tarihli Menkul Kıymetler Borsası Yasası küçük yatırımcıları sahtecilikten koruma ve şirketlerin mali raporlarını kolaylıkla anlamalarını sağlama konularında federal hükümete birbiri ardından önemli roller kazandırdı. Komisyon bu amaçlara erişmek için bir düzenlemeler ağı uygular. Halka hisse senedi, bono ve başka senetler sunan şirketler SEC’e ayrıntılı bir mali kayıt belgesi vermek zorundadır ve bu bilgiler halka açıklanır. SEC bu belgelerin tam ve doğru olup olmadığına karar verir ve böylelikle yatırımcıların piyasadaki menkul kıymetler konusunda sağlam ve gerçekçi kararlar almaları güvence altına konulmuş olur. SEC hisse senetleri çıkarıldıktan sonra da borsadaki işlemleri denetler ve fiyatlarla oynanmasını engelleyen yönetmeliklerin uygulanmasını sağlar; bu nedenle, aracılar, tezgah üstü piyasada işlem yapanlar ve borsaların kendileri SEC’ye kayıt yaptırmak zorundadırlar. Komisyon bunlara ek olarak şirketlerin hisse senetleri kendi elemanları tarafından alınıp satıldığında bunun da kamuya bildirilmesi zorunluluğu getirir; Komisyon’un görüşüne göre, bahis konusu “içerdekiler” kendi şirketleri hakkında özel bilgi sahibi sahibidirler ve onların yaptıkları hisse senedi alımları ya da satımları diğer yatırımcıların şirketin geleceğine ilişkin güvenleri konusundaki düşüncelerini etkileyebilir. |