Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-02-2007, 15:24   #80
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1990’ların sonlarına gelindiğinde politika yapıcıların geniş ekonomik amaçlara erişmek için maliye politikasına başvurmaları olasılığı kendilerinden öncekilere oranla çok daha zayıftı. Bunun yerine ekonomiyi marjinal biçimde güçlendirmeye yönelik dar kapsamlı politika değişikliklerine odaklandılar. Başkan Reagan ve ardılı George Bush (1989-1993) sermaye kazançlarından yani taşınmaz mal ya da hisse senedi gibi varlıkların değer kazanmasıyla oluşan zenginlik artışlarından alınan vergilerin azaltılmasına çalıştılar. Böyle bir değişiklikle tasarrufların ve yatırımların teşvik edileceğini ileri sürdüler. Demokratlar bunun çok büyük ölçüde zenginlerin işine yarayacağını söyleyerek değişikliğe karşı direndiler. Buna karşın bütçe açığı azalınca Başkan Clinton (1993-2001) taleplere boyun eğdi ve en yüksek sermaye kazancı vergisi oranı 1996’da yüzde 28’den yüzde 20’ye indirildi. Clinton bu arada yüksek nitelikli ve bu nedenle de daha üretken ve rekabet yetenekli bir işgücü yaratılmasına yönelik çeşitli öğretim ve meslek eğitimi programları geliştirerek ekonomiyi etkilemeye çalıştı.

ABD EKONOMİSİNDE PARA

Bütçe konusu her ne kadar önemini koruduysa da XX. Yüzyıl’ın sonlarında toplam ekonomiyi yönetmek işlevi büyük ölçüde maliye politikasından para politikasına kaydı. Para politikası bağımsız bir ABD hükümet kuruluşu olan Federal Rezerv Sistemi’nin yetkisi altındadır.

Genellikle “Fed” olarak bilinen kuruluşun 12 bölgesel Federal Rezerv Bankası ve 25 Federal Rezerv Bankası Şubesi vardır. Ülke genelinde kayıtlı tüm ticari bankalar yasa gereği Federal Rezerv Sistemi’nin üyesi olmak zorundadır; eyaletlerde kayıtlı bankaların üye olması kendi seçeneklerine bırakılmıştır. Federal Rezerv Sistemi’nin üyesi olan bir banka genelde bölgesindeki Rezerv Bankası’ndan bir bireyin toplumundaki bir bankayı kullandığı biçimde yararlanır.

Federal Rezerv Sistemi’ni yedi kişinin oluşturduğu Federal Rezerv Guvernörler Kurulu yönetir. Kurulun Başkan tarafından atanan ve örtüşen 14 yıllık süreler boyunca görev yapan yedi üyesi vardır. Kurulun en önemli para politikası kararları yedi guvernörden, New York Federal Rezerv Bankası başkanından ve dönüşümlü olarak görev yapan dört diğer Federal Rezerv Bankası başkanından oluşan Federal Açık Piyasa Komitesi tarafından alınır. Federal Rezerv Sistemi çalışmaları konusunda Kongre’ye dönem raporları vermekle yükümlü olmakla birlikte guvernörler yasa gereği Kongre ve Başkana karşı bağımsızlardır. Fed’in en önemli politika görüşmelerini kapalı oturumlarda yapması ve bunları çok kez belirli bir süre geçtikten sonra açıklaması da söz konusu bağımsızlığı güçlendirmektedir. Kendine ait tüm işletme harcamalarını da yatırım gelirleriyle ve verdiği hizmet karşılığı aldığı paralarla karşılar.
  Alıntı ile Cevapla