Problemi Anlama
Otizm Nedir?
Otizm, bireyin iletişim, başka insanlarla iletişim ve çevreye uygun tepkisini engelleyen bir beyin bozukluğudur. Bazı otizmli bireyler nispeten yüksek işlevlidir, konuşma ve zekaları sağlamdır. Diğerleri mental retarde, sessiz ve ciddi dil gelişim gecikmeleri gösterirler. Bir kısmının tekrarlayıcı ve basmakalıp düşünce tarzları vardır.
Otizmli bireylerin hepsi tamamen aynı belirti ve eksiklikler göstermemesine karşın, yordanabilecek tarzda davranışı etkileyen sosyal, iletişim, motor ve duyusal problemler sergilerler.
Otizmli Olan ve Olmayan Bebeklerin Davranışlarındaki Farklılıklar
Otizmli Bebekler
Normal Bebekler
İletişim
Göz temasından kaçınırlar
İşitmiyormuş gibi gözükürler
Dil gelişimi başlar, aniden konuşma duraklar
Annenin yüzünü araştırılar
Seslerle kolayca uyarılabilirler.
Kelime sayısı gittikçe artar ve gramere uygun kullanma başlar
Sosyal İlişkiler
Başkalarının farkında değillermiş gibi davranırlar
Kışkırtılmaksızın başkalarına karşı fiziksel saldırır
Kabuğunda yaşıyordur, girmek zordur
Annesi odadan ayrıldığında ağlar, yabancıların yanında kaygı duyarlar
Acıktığında ya da hayal kırıklığı durumlarında keyifsiz olur
Aşina yüzleri tanır ve gülümser
Çevrenin Araştırılması
· Tek bir şey veya etkinlik üzerinde takılıp kalırlar
· Sallanma veya el çırpma gibi tuhaf eylemler yaparlar
· Oyuncakları koklar veya yalarlar
· Yanık ve sıyrıklarda duyarsız olabilir, elini gözüne sokma gibi kendini yaralayıcı davranışları olabilir
Bir ilgi çekici nesne veya etkinlikten diğerine geçiş yaparlar
Nesnelere ulaşmak için vücudunu amaçlı kullanırlar
Oyuncakları inceler ve oyun oynarlar
Doyum ararlar, acıdan kaçınırlar.
Not: Yukarıdakiler gözlenebilecek belirtileri göstermektedir. Uzman değerlendirmesi olmadan, tanı koymak için yeterli değildir.
Sosyal Belirtiler
Başlangıçtan beri çoğu bebek sosyal varlıklardır. Yaşamın ilk dönemlerinde, bebek insanlara gözlerini diker bakar, sese yönelir, kendini sevdirmek için bir parmağı yakalar ve hatta gülümser.
Bunların tersine çoğu otizmli çocuk hergün ki insan iletişimindeki alış verişi öğrenmede büyük güçlük yaşarlar. Bebekliğin ilk birkaç ayında bile, çoğu otizmli iletişime girmez ve göz temasından kaçınırlar. Yalnız olmayı tercih ediyorlarmış gibi gözükürler. Kişilerin sevgi ve sıcaklık gösterisine direnç gösterebilir veya kucaklama ve sarılmaya pasif katılım gösterirler. Daha sonraları sevgi ve kızgınlığa nadiren tepki gösterirler. Diğer çocuklardan farklı olarak anne babalarından ayrıldığında sıkıntı duymaz veya anne baba geri döndüğünde rahatlamazlar. Çocuklarının kendilerine sarılması, oyun oynama ve öğrenme gibi etkinliklerini bekleyen anne baba yanıt alamayınca hayal kırıklığına uğrarlar.
Otizmli bireyler başkalarının hislerini ve düşüncelerini anlama ve yorumlamada da güçlük çekerler. Gülümseme, göz kırpma ve yüz buruşturma gibi örtülü sosyal ipuçlarını çok az anlarlar. Oturup kucağınızı açar ve “buraya gel” jestleri yapıldığında anlamakta zorluk çeker. Jestler ve yüz ifadelerini yorumlayamaz ve sosyal kelimelerde şaşkınlık gösterebilirler.
Bu problemlere ilaveten, otizmli bireyler başkalarının bakış açısından birşeye bakmada güçlük çekerler. Bu nedenle başka kişilerin eylemlerini anlayamaz ve yorumlayamazlar.
Bazı otizmli bireyler zaman zaman fiziksel olarak saldırgan olmaya eğilimlidir, sosyal ilişkileri kurmaları bunların daha zordur. Bazıları özellikle alışık olmadığı, uyarıldığı ortamlarda veya sinirlenip hayal kırıklığına uğradığında kontrolü kaybederler. Eşyaları kırar, başkalarına saldırır ve kendilerine zarar verebilirler. Örneğin Alan, kızdığında veya reddedildiğinde ısırıyor ve tekme atıyordu. Paul pencereleri kırıyor, eşyaları fırlatıyordu. Bu çocuklar ayrıca kendine zarar verici davranışlar, başlarını vurma, saçlarını çekme ve kollarını ısırma davranışları gösterebilirler.
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |