Ticaretin liberalleştirilmesine yönelik bu yaygın çabalara karşın yüzyılın sonlarında bu faaliyet karşısında Kongre’nin politik muhalefeti büyüyordu. NAFTA Kongre tarafından onaylanmış bulunmakla birlikte anlaşmanın adil olmadığı görüşüne sahip belirli sektörlerin ve politikacıların eleştirilerini çekiyordu. Kaldı ki Kongre başkana yeni ticaret anlaşmaları yapmayı başarmanın temelini oluşturan görüşmelerde bulunmak için özel yetki vermeyi de reddetti. NAFTA benzeri ticaret anlaşmaları “hızlı işlem” (fast-track) denilen bir yöntemle görüşülüyor ve bahis konusu yöntem çerçevesinde Kongre onay oylamasını belirli bir süre içinde gerçekleştirmeyi ve önerilen andlaşmada değişiklik önergesi getirmemeyi vaad ederek yetkisinin bir kesiminden vazgeçiyordu. Yabancı ülkelerdeki ticaret yetkilileri ise Birleşik Devletler’de hızlı işlem yöntemi uygulanmazsa ABD ile görüşmelere başlamaktan ve kendi ülkelerinde politik muhalefetle karşılaşma riski altına girmekten kaçınıyorlardı. Hızlı işlem yöntemi uygulanmayınca da Amerikalıların Amerikalar Serbest Ticaret Anlaşması’nı geliştirmeye ve Şili’yi de alarak NAFTA’yı genişletmeye yönelik çabaları zayıfladı ve diğer ticareti liberalleştirme önlemleri konusunda ilerleme sağlanması da belirsizliğe düştü. ABD TİCARET AÇIĞI XX. Yüzyıl’ın sonunda gittikçe büyüyen ticaret açığı Amerikalıların liberalleştirilmiş ticaret konusundaki kararsızlıklarına katkıda bulundu. Birleşik Devletler İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yılların çoğunda bir ticaret fazlası sağlamıştı. Buna karşılık 1973-1974 ve 1979-1980 petrol fiyatı şokları ve ikinci petrol fiyatı şokunu izleyen küresel ekonomik gerileme uluslararası ticarette durgunluğa neden oldu. Aynı zamanda ABD uluslararası rekabette de değişmeler görmeye başladı. 1970’lerin sonlarında çok sayıda ülke, özellikle de yeni endüstrileşmekte olan ülkeler uluslararası ihracat piyasalarındaki rekabet güçlerini gittikçe arttırıyorlardı. Sözgelimi Güney Kore, Hong Kong, Meksika ve Brezilya çelik, dokuma, ayakkabı, otomobil yedek parçaları ve pek çok tüketim malının etkin üreticisi durumuna gelmişlerdi. |