Toplam 170 milyon euro tutarında bir bütçeyle mevcut AB programları ve eylemlerini yeniden gruplandıran, 1998-2002 dönemine ait Enerji Çerçeve Programı gibi, AB enerji politikasıyla ilgili son gelişmeler, temel hedeflerle uyumludur. AB enerji kaynakları bakımından fakir değildir. 1992 Körfez savaşı gibi bazı olaylar, Topluluk'un enerji sisteminin sağlam olduğunu ve küçük krizler ve dış etkenlere bağlı sorunlar ile başa çıkabildiğini göstermiştir. Bununla beraber, tüketilen enerjinin yarısı üçüncü ülkelerden ithal edilmektedir. AB enerji politikasının hedeflerinden biri, arzın kesintiye uğramasını önlemektir. En çok ithal edilen enerji kaynağı petroldür. AB'de tüketilen petrolün %78'i ithalat yoluyla karşılanır. Bunu, %36 ile doğal gaz ve %32 ile diğer yakıtlar takip eder. Avrupa'nın enerji tüketimi arttıkça bu bağımlılık da artacaktır. AB enerji sunumu güvenliğini nasıl sağlayacaktır? Bir yaklaşım, enerji kaynaklarını çeşitlendirmek olmuştur. Kullanılan enerji kaynakları ne kadar çeşitli olursa, AB o kadar daha az bağımlı olacaktır. Şimdi, AB yeni enerji kaynakları geliştirmekte, hidroelektrik enerji, güneş ve rüzgar enerjileri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmektedir. Yine arz güvenliğini sağlamak amacıyla, Topluluk, Avrupa Enerji Şartı gibi bazı anlaşmalar yaparak üçüncü ülkeler ile uluslararası enerji işbirliğini güçlendirmiştir. Dış bağlantılar geliştirilmesi ve sürdürülmesi, sunum güvenliğinde bir başka temel unsurdur. Trans-Avrupa Şebekeleri bu amaçla kurulmuştur. Ancak, enerji taleplerini azaltmak hâlâ önemlidir. AB, rasyonel enerji kullanımını ve bir enerji tasarrufu kültürünün gelişmesini teşvik etmiştir. |