Konu: Psikiatri
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-02-2007, 16:01   #183
NuraN
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kronik Depresyon ve Major Depresyonda Antidepresan Tedavi Uygulamaları : Karşılaştırmalı Bir Çalışma

Dr.Pınar Demirarslan, Dr. Peykan Gökalp, Dr. Kültegin Ögel, Dr. Ali N. Babaoğlu





ÖZET

Bu çalışmanın amacı belirgin yetiyitimine yol açan kronik depresyondaki klinik seyir özellikleri ve tedavinin önemine dikkati çekmektir. Kronik depresyon ve iyileşen major depresyon olgularında tedavi uygulamaları araştırılmıştır. Her iki grupta geçmiş depresif nöbetlerde ve süregiden depresif durum boyunca uygulanan tedaviler karşılaştırılmıştır.Kronik depresyon grubunda tedavi başvurusunun anlamlı oranda yüksek bulunmasına karşın olguların %11’ne hiç tedavi uygulanmadığı, 55.6-60.0’na yetersiz tedavi uygulandığı görülmüştür. Kronik depresyon olgularının üçte ikisi geçmiş depresif nöbetlerde hiç tedavi görmemiştir. Çalışmaya alındığı sırada kronik depresyon tanısı almış olgularda uygulanan tedaviler araştırıldığında olguların %63.5’unda ortalama, %25.4’ünde yetersiz dozda antidepresan ilaç kullanıldığı saptanmıştır. Yeterli dozda antidepresan tedavi gören olguların oranı ise %11’dir. Kronik depresyon olgularında antidepresan tedaviye başlanması geç olmaktadır. Kronik depresyonun seyri boyunca olguların çoğuna yetersiz ya da orta dozda antidepresan tedavi uygulanmaktadır. Bu durumun kronik depresyonun gelişmesine katkıda bulunabileceği ve depresyonun seyrini olumsuz etkilediği düşünülmektedir

Kronik depresyon olguları ile major depresyon olguları tedavi uygulamaları

açısından karşılaştırıldığında önemli bazı farklılıklar izlenmektedir. Depresif belirtilerin başlangıcında hekime başvuru oranı kronik depresyon olgularında major depresyon olgularına göre anlamlı oranda yüksek bulunmuştur.Bu fark çalışmaya alınan major depresyon olgularının önemli bir kısmında depresif nöbetin süresinin bir ay gibi, görece kısa bir zaman olması ile açıklanabilir. Bunun yanısıra hekime başvuru oranının kronik depresyon grubunda % 74 gibi yüksek bir oranda görülmesi, bu olguların depresif belirtilerinin düşük şiddette olmasına karşın tedavi arayışlarının yüksek olduğunu düşündürmektedir. Sürekli depresif durum içinde tedavi uygulamalarına bakıldığında kronik depresyon olgularının büyük çoğunluğuna süreç boyunca yetersiz tedavi uygulandığı, daha az bir kısmının bir dönem yeterli tedavi gördüğü, süreç boyunca yeterli tedavi gören yalnızca 1 olgu olduğu görülmüştür. Kronik depresif hastaların önemli bir kısmında antidepresan tedavinin düşük dozlarda uygulandığı bilinmektedir. Bu durum depresyonun süregenleşmesine yol açan etkenler arasında sayılmaktadır. Depresif belirtilerin düşük şiddette oluşu, hastanın işlevselliğinde çok belirgin bozulma olmayışı hekimi yeterli süre ve dozda, etkin bir antidepresan tedavi uygulamaktan alıkoyuyor gibi görünmektedir. Tedavi edici dozun altında uygulanan antidepresan ilaçla depresif belirtilerde düzelme olmamakta ve bu durum depresyonun kronik seyrine katkıda bulunmaktadır. Etkin antidepresan tedavi uygulanamamasının bir başka nedeni de kronik depresyonun yeterince tanınmaması olabilir.

Bu çalışmada kronik depresyon tanısı almış olan hastalara şu an uygulanan antidepresan tedavilere bakıldığında da durum çok da farklı görünmemektedir. Kronik depresyon tanısı almış olan hastaların %63.5’ine ortalama, %25.4’üne yetersiz dozda antidepresan tedavi uygulandığı izlenmiştir. Antidepresanların yeterli dozda kullanıldığı olguların oranı ise yalnızca %11’dir.Bu durum hekimin kronik depresyon tanısını koymakla birlikte tedavide orta ve düşük dozda ilaç kullanma eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Tedaviye dirençli depresyonlar da çoğu zaman kronik depresyon olarak değerlendirilmektedir. Tedaviye dirençli depresyon çeşitli araştırmacılar tarafından farklı şekillerde tanımlanmakla birlikte, genel olarak yeterli süre ve dozda uygulanan antidepresan tedaviye yanıt vermeyen depresyon, tedaviye dirençli olarak kabul edilmektedir. Tanım gereği tedaviye dirençli depresyonlar tam dirençli ve kısmi dirençli depresyon olarak ikiye ayrılmaktadır. Tedaviye dirençli depresyonların çoğunluğunu oluşturan kısmi dirençli depresyonlar yetersiz tedavilerden kaynaklanıp, uygun doz ve sürede antidepresan tedavi uygulandığında düzelebilmektedir.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla