Günümüzde, AB üye ülkelerinin enerji ekonomilerinin iyi durumda olmasına rağmen, Avrupa Birliği halen tüm jeopolitik ve spekülatif faktörleri tamamı ile kontrol edememekte ve dünya enerji piyasalarının gelecekteki gidiş hattını büyük ölçüde etkileyecek gücü kendi üzerinde barındıramamaktadır. Enerji kaynaklarının ve ticaretinin geleceğini, jeopolitik düzeyde incelediğimizde ise Orta Doğuda halen yürütülmekte olan barış çalışmaları, İran ve Libya’nın kararsız ve sürekli değişken tutumları ile Irak’a uygulanan ekonomik ambargo, OPEC ülkelerinin enerji faaliyetlerini etkilemektedir. Bu sorunlar çözüme kavuşturulamadıkça enerji politikalarının geleceği için kararsızlık süreci devam edecektir. b.) Yetersiz Önlem Stratejileri: Güvenli enerji temini her zaman Avrupa Birliği üye ülkelerinin enerji politikalarının bir numaralı ve en önemli gündem maddesi konumundadır. Güvenli enerji temini konusu ESCS ve EURATOM antlaşmalarının temel amacını oluşturmakta ve üye ülkelerin uyum süreçleri doğrultusunda Avrupa enerji ekonomisinin esas gayesi olma konumunu korumaktadır. Yaşanılan ilk petrol krizinden bu yana geçen süreçte Avrupa Birliği ithal enerji kaynakları kullanma oranını azaltmaya yönelik bir strateji içine girmiştir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda petrol gibi dış kaynaklı yakıtların kullanım oranları düşürülmeye çalışılmış ve elde bulunan yerli kaynakların kullanılmasına ağırlık verilmiştir. Ayrıca enerji kaynaklarını stoklama politikaları uygulanmış ve verimli enerji temini için kullanılan teknolojilerin geliştirilmesine çalışılmıştır. Ancak, yine de bütün bu çalışmalar, yabancı enerji kaynaklarına duyulan bağımlılık trendinin önlenmesini sağlayamamıştır. Kömür Endüstrisi: yukarıda anlatılan durumun açık bir örneğini Avrupa kömür endüstrisi analiz edildiğinde görmek mümkündür. Avrupa kömür endüstrisinin şu anki durumu bizi, uluslararası enerji piyasalarına büyük ölçüde etki eden, verimli kömür elde etme çalışmalarını gözden geçirmekten ve bu konuda verim arttırıcı teknolojileri geliştirme çalışmalarını değerlendirmekten çok içinde bulunduğumuz sosyal ve bölgesel konumu göz önüne alarak, Avrupa kömür endüstrisinin şu anki kötü durumunu en az zararla nasıl düzeltebileceğiz ve kaçınılmaz ithal kömür bağımlılığını nasıl önleyebileceğiz gibi soruların çözümlenmesine yönelik çalışmalara sevk etmektedir. |