Sözkonusu koordinasyon eksiklik ve aksaklıkları tahlil edildiğinde,mevzuat siyasi istikrarsızlık gibi unsurlar yanında,özellikle bürokrasi düzeyinde işbirliği kültürünün gelişmemiş olmasının da rolü olduğu görülebilir.Bürokraside bir anlamda 'kendi kalesini savunma' gelenek ve refleksi geçerlidir.Kişisel düzeyde de bürokrat,bilgisini paylaşmak ve yerine bu bilgiyi 'kendini göstermek' için kullanmak amacıyla arkadaşlarından saklamak eğilimindedir.Böylece idarede gerek kurumlar gerek bürokratlar arasında saydamlık genellikle asgari düzeyde kalmaktadır.Bu durumun istisnaları tabiatile vardır ancak kaideyi bozmamaktadır. Kamu ve özel sektör arasında gerek içte gerek dışta koordinasyon ve işbirliğinin gelişmesi ise bugün daha çok özel sektör kuruluşlarının inisiyatifine ve kendi aralarındaki koordinasyonunun ölçüsüne bağlıdır (serbest rekabet kurallarının cari olduğu farklı bir çerçevede faaliyet gösteren bu kuruluşlar arası işbirliği ve koordinasyon konusunda bir görüş belirtilmemesi yeğlenmiştir) Her hal ve karda kamuda bu kuruluşlarla işbirliğine direnç oldukça azalmıştır. Hatta devletin bazı dış siyasi çıkarlarımız için özel sektörümüzün artan yurt dışı gücüne başvurduğu durumlar çoğalmaktadır. TÜSİAD başta olmak üzere yurtdışında da etkili faaliyet gösteren özel sektör üst kurumlarının -özellikle son olarak AB'ye adaylığımızın kabul ettirilmesi sürecinde olduğu gibi-devletimiz ile yaptığı yararlı işbirliği örneklerinin artacağından kuşku yoktur. Sonuç olarak denilebilir ki, -Ülkemizde dış ekonomik ilişkiler özellikle 1980'lerden bu yana sür'atle önemini artırmış ve dış politikamızın hem en ağırlıklı unsurlarından hem de araçlarından bir haline gelmiştir. -Bu ilişkilerin yönetimi yine son yirmi yıldır,kamu-özel sektör işbirliğinin de artmasıyla iyiye doğru bir gelişme göstermiştir. Bugün devlette bu alanda yetişmiş kadrolar da artmıştır. Özel sektörümüz ise dışta dinamizmini kabul ettirmiştir. Dünya ekonomisiyle bütünleşmemiz ve AB'ye entegrasyonumuz sürecinin hızlanması bu konuda da olumlu katkı yapmaktadır. -Bununla beraber,bu yönetimin henüz istenen ölçüde bir etkinliğe ulaştığı söylenemez. |