Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-02-2007, 11:19   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

TARİH BOYUNCA GÜMRÜKLERİMİZ

İlk çağlardan günümüze gelinceye kadar hemen her dönemde, belirli bir medeniyet seviyesine ulaşan tüm toplumlarda uluslar arası ticaret varolmuştur. Uluslar arası ticaretin olduğu bütün yerlerde ise gümrükler ve gümrük vergisi vardır.
OSMANLI İMPARATORLUĞU ÖNCESİ DÖNEM:
Türklerin, Osmanlılardan ve hatta İslamiyet’ten önce de, diğer ülkelerle ticari ilişkiler içinde olduklarına ve bu ilişkiler gümrük uygulamalarının ve gümrük kurumlarının bulunduğuna dair, sınırlı da olsa, bazı bilgiler mevcuttur. İslamiyet’ten önce gümrüklerimizle ilgili olarak elde, ancak genel nitelikte bilgiler bulunmaktadır. İslamiyet’ten sonra Selçuklular dönemi de gümrüklerimiz açısından ayrı özellikler taşımaktadır. Nitekim, Selçuklular’da ve daha sonra Anadolu Beylikleri ile İlhanlılar döneminde gümrüklerde, İslam gümrük kurallarından çok., örf kurallarının ve özellikle diğer ülkelerle yapılan ticaret anlaşmalarının uygulandığı anlaşılmaktadır. Selçuklular dönemi ayrıca Türklerin Bizans’la doğrudan ilişkide bulundukları bir dönemdir. Tarihçiler, Büyük Hun Devleti’nin (M.Ö. 161-126) belirli vergi sistemleri ile ticari ilişkilerinin ve gümrüklerinin olduğunu, Göktürkler’de (552-744) gümrük kurumlarının olduğunu Saman Oğullarında gümrük vergisinin eşyanın kıymeti üzerinden değil yük üzerinden, alındığını, muntazam bir gümrük teşkilatlarının bulunduğunu, gümrük müfettişliği müessesesinin olduğunu, Karahanlılar’ın da Samanoğulları’nın gümrük teşkilatlarını aynen devam ettirdiklerini, Gazneliler’de gümrük terimlerinin bulunduğu ve Anadolu Beylikleri’nde de gümrükler ile gümrük vergisi olduğunu kaydetmektedir.
OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİ

A-TANZİMAT ÖNCESİ DÖNEM:
B-TANZİMAT DÖNEMİ:
Osmanlı İmparatorluğu’nda tanzimat öncesi dönemde gümrük vergilerinin toplanması usulüne göre müteahhitler aracılığıyla yapılıyordu. Ancak, mühezzimlerin kendilerine büyük menfaatler sağlamaları dolayısıyla bu konuda çeşitli şikayetler de vaki oluyordu.
Bu şikayetlerin de etkisi ile iltizam usulü 1840 yılında terk edildi ve emanet usulü uygulamasına geçildi. İstanbul ve çevresi için “İstanbul Emtia Gümrüğü” kuruldu ve öteki yörelerde de maaşlı memurlar görevlendirildi.
C-İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ:
Tanzimat döneminde 1861 yılında kurulan Rüsumat Emaneti, İkinci Meşrutiyet döneminde, 1909 yılında çıkarılan bir Nizamname ile kaldırılmış ve gümrükler, “Rüsumat Umum Müdürlüğü” adı altında, ancak, ita amirliği yönünden bağımsız olarak yeniden Maliye Teşkilatına bağlanmıştır.
İkinci Meşrutiyet döneminde, Gümrük Muhafaza Teşkilatı ve kaçakçılıkla mücadele yönünden önemli çalışmalar olmamıştır. Esasen, ö dönemde yaşanan Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı nedeniyle gümrüklerimiz kapalı durumda bulunmaktaydı.
  Alıntı ile Cevapla