Kayıtlı uygulama ülkeler arasında diplomatik anlaşmazlıklara yol açıyordu. I. Dünya Savaşı’ndan önceki dönemde en gelişmiş sanayii ülkesi İngiltere idi. Bu ülke aynı zamanda serbest ticaretin de şiddetli bir savunucusuydu. Diğer yandan sanayileşmeye yeni başlamış Almanya, Fransa ve ABD gibi ülkeler koruyuculuktan yana idiler. SERBEST DIŞ TİCARET VE KORUYUCULUK TARTIŞMALARI Serbest ticaret ve onun karşıtı olan koruyuculuk tartışmaları XVIII. Asra inecek kadar eskidir. Aşağıda bu tartışmaları kısaca gözden geçireceğiz: Serbest ticaret savunusu: Serbest ticaret savunanların görüşleri uluslar arası uzmanlaşmanın yararları üzerinde toplanmıştır. Koruyuculuk ise kaynakların etkin dağılımını bozar. Çünkü rekabet fikrini baltalar, üretimde ayrıcalıklar sağlayarak iş adamlarının yenilikler peşinde koşmalarını engeller, omları tembelliğe ve durgunluğa sürükler. Korunacak sanayii dallarının seçimi de ekonomik nedenlere dayanmaz, özel çıkar grupları, siyasal ağırlıklarını kullanarak hükümet kararları üzerinde etkili olurlar. Ayrıca, bir sanayiinin korunması ötekilerin aleyhine olur ve onların da koruma istemelerine yol açar. Koruyuculuk daima monopolü besler. Koruma duvarları altında bazı büyük işletmeler, küçük işletmeleri endüstriden kovarak veya kendilerine katarak kolayca monopolcü duruma gelebilirler. Birkaç büyük firmanın, aralarında anlaşıp iç piyasaya diledikleri fiyat ve satış koşullarını empoze etmeleri de mümkündür. Serbest ticaret piyasa mekanizmasının işleyişine dayandığı için bürokrasiyi ortadan kaldırır. Oysa, koruyucu önlemlerin uygulanması çok karmaşık bir bürokratik mekanizmayı gerektirebilir, bu da kaynak israfına yol açar, rüşvet ve su istimallerin ortaya çıkmasına neden olabilir. |