02-02-2007, 12:01
|
#8 |
Guest | 1. Eşyanın tarifeye tatbikinde hata edilmesi, 2. Kıymet esasına göre vergiye tabi eşyanın kıymetinin yanlış tayin ve tespit olunması, 3. Milletlerarası Anlaşmaların yanlış tatbik edilmiş veya hiç itibara alınmamış bulunması, 4. Muaflık hükümlerinin yerine getirilmemiş veya yanlış tatbik edilmiş olması, 5. Ağırlık esaslarının uygulanmasında hata edilmesi, 6. Eşyanın menşeinin yanlış tespit olunması, itiraza konu teşkil etmektedir. Bunlar dışında başka sebepler ileri sürülemez.[1] İtiraz, yazılı imza veya yazılı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde, tahakkuku yapılan gümrük idaresine yapılır. Bağlı bulunduğu Başmüdürlük ve Gümrükler Genel Müdürlüğüne kadar intikal eder. Mükellefin haklı bulunduğu itirazlar bir üst idare tarafından değerlendirilip sonuçlandırılır. Gümrükler Genel Müdürlüğünün karalarına karşı idari yargı yolu açıktır.[2] b) Dış Ticaretten Alınan Muamele Vergisi Dış ticaretten gümrük vergisi dışında bir çok vergi alınmıştır. İthalat ve ihracattan, umumi istihlâk vergisi çerçevesinde % 2,5 oranında bir vergi alınmaktaydı. Daha sonra bu verginin yerine ikame edilen, 1927 - 1957 yılları arasında uygulanan Muamele Vergileri çerçevesinde, ithalat ve ihracatı vergileme devam etmiştir. 1931 yılındaki yeni Muamele Vergisi ile de ihracat, Muamele Vergisi dışında tutulmuş, ithalattan vergi alınmasına devam edilmiştir. İthalat için alınan Muamele Vergisi Gümrük Vergisine göre 1941 yılına kadar önemsiz olmuştur. Bu yıldan sonra ise, gerek Muamele Vergisi ve gerekse 1957'den itibaren İthalde Alınan İstihsal Vergisinin, Gümrük Vergisi kadar vergi geliri sağladığı görülmektedir.[3] |
| |