Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-02-2007, 15:07   #22
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hazine tarafından yapılan yurtdışı tahvil ihraçlarının ikinci el piyasalardaki gerçekleşen faizleri gösterge olarak izlenirse, 2000 yılı Ocak-Ağustos döneminde Türkiye'nin performansı Arjantin ve Brezilya gibi diğer yükselen piyasaların üzerindedir. Bu dönemde, söz konusu diğer iki ülkenin tahvillerinin faizleri US $ ikinci piyasasında yaklaşık 700 baz puan iken, Hazine tahvillerinin faizi 500 baz puan düzeyinde seyretmiştir. Benzer gelişme Euro ikinci piyasasında da geçerlidir. Ancak, Eylül ayından itibaren para kurulu uygulamasında olan Arjantin'de meydana gelen olumsuz ekonomik gelişmelere paralel olarak faizler genelde tüm yükselen piyasalarda artma eğilimine girmiştir. Türkiye'de ise Kasım ayındaki kriz sonrasında artan ülke riskine bağlı olarak Hazine tahvillerinin faizi çok yüksek oranda artarak Arjantin ve Brezilya tahvillerinin üzerine çıkmıştır. US $ piyasasında bu eğilim yıl sonu ve sonrasında da devam etmiştir.
Benzer şekilde, JP Morgan tarafından yayınlanan Yükselen Piyasalar Bono İndeksi (EMBI) değerinin Türkiye için Ağustos ayına dek sürekli artış eğiliminde olduğu, ancak Ağustos ayı sonundan itibaren düşüş eğilimine girdiği ve Kasım ayı krizi ile birlikte en düşük seviyelere gerilediği görülmektedir. İndeks değeri Arjantin başta olmak üzere diğer Latin Amerika ülkelerinde de Ağustos ayından itibaren düşüş eğilimindedir.
2000 yılında Hazine'nin yurtdışı piyasalarda gerçekleştirdiği tahvil ihraçları yurtiçi yerleşiklerin taleplerini de artırmış ve yurtiçi yerleşiklerin yurtdışında yaptığı menkul alım-satım hacmi önemli oranda artmıştır. 1999 yılı ile karşılaştırıldığında, bu iki kalemde gerçekleşen işlem hacmi 10 milyar ABD doları iken 2000 yılında dört katına çıkmıştır. Diğer taraftan, yurtdışı yerleşiklerin yurtiçinde gerçekleştirdiği menkul alım-satım işlemleri Ocak-Eylül döneminde giriş yönünde bakiye verirken, Kasım ayında 5,3 milyar ABD doları tutarında menkul satışı gerçekleşmiş ve son üç ayda toplam sermaye hareketlerinin yönünü belirleyici olmuştur.
2000 yılı Enflasyonu Düşürme Programı çerçevesinde diğer uzun vadeli sermaye kalemi olan doğrudan yatırımlar incelendiğinde, programa duyulan güven çerçevesinde doğrudan yatırım girişlerinin de önemli oranda arttığı izlenmektedir. Türkiye, diğer gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırıldığında doğrudan yatırım girişlerinin çok düşük olduğu bir ülkedir. IMF tarafından yayınlanan istatistikler, 125 ülkenin kapsandığı "gelişmekte olan ülkeler" grubuna 2000 yılında 113,8 milyar ABD doları doğrudan sermaye girişi gerçekleştiği, bu rakamın 1999 yılı için 125,4 milyar ABD doları olduğunu göstermektedir. Türkiye ve Latin Amerika Ülkelerini de içeren bu grupta, 1999 yılında, Arjantin 23,6 milyar ABD doları, Brezilya 32,7 milyar ABD doları, Meksika 11,8 milyar ABD doları, Türkiye ise 813 milyon ABD doları doğrudan yatırım girişi sağlamıştır. Göreli olarak düşük düzeyde olmasına karşın, 2000 yılında yurtiçinde gerçekleşen doğrudan yatırım kaynaklı sermaye girişleri 1,7 milyar ABD dolarına yükselmiş ve bu artışın önemli bölümü imalat sanayii sektöründe gerçekleşmiş, ağırlıklı olarak da Avrupa Birliği ülkelerinin yatırımlarından kaynaklanmıştır.
  Alıntı ile Cevapla