III. OPTIONS Gerek vadeli teslim sözleşmeleri gerekse borsaya bağlı gelecek sözleşmeleri ilerde yapılacak döviz işlemine uygulanacak kuru bugünden belirleyerek kur riskini önlerler. Ama bunların hiçbirisi müşteriye sözleşme yapıldıktan sonra onu yerine getirmeme hakkı vermez. Oysa ilerdeki tarihte spot kur daha uygun ise müşteri, sözleşmeyi bir yana bırakıp o günkü spot piyasada işlem yapmak isteyebilir. Döviz opsiyonları bu ihtiyaçtan doğmuştur(Seyidoğlu, 1997, s:113). Bu nedenle de gelecek anlaşmalarından daha esnektir; satın alan opsiyonu kullanmak zorunda değildir(Yüksel, 1999, s:228). Bu sözleşmeler hem örgütlü borsalarda, hem de borsa dışında yapılmaktadır. Döviz opsiyonları, 1970’li yılların ortasından itibaren firmaların ve bankaların artan ölçülerde karşılaştıkları döviz kuru risklerini ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilmiş hedging yöntemleri arasında önemli bir yer tutmaktadır(Apak, 1992, s:31). Döviz opsiyonları alış ve satış opsiyonu biçiminde kendisini göstermektedir. Belli bir yabancı parayı belirli fiyattan (ulusal para olarak), öngörülen sürede satın alma hakkı doğuran sözleşmelere döviz alış opsiyonu, Tersine bir yabancı parayı sabit fiyattan belirli sürede satma hakkı doğuran sözleşmelere de döviz satış opsiyonu denilmektedir(Seyidoğlu, 1997, s:113). Uygulama süreleri açısından döviz opsiyonları ikiye ayrılırlar. Birinci sistemde sözleşmeler ancak öngörülen sürenin dolduğu tarihte uygulamaya konulabilirler. Bu sistem Avrupa opsiyonu olarak bilinir. İkinci sistemde sözleşmeler, ait oldukları süre içinde istenilen bir tarihte uygulanabilirler. Yani sürenin bitişini beklemeye gerek yoktur. Buna da Amerikan opsiyonu denilir. Bu yöntem kuşkusuz ki birinciye göre daha büyük bir esneklik sağlar(Seyidoğlu, 1999, s:356). |