Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-02-2007, 09:50   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

· Maden Çıkarılması
Ülkedeki maden yataklarının büyük bir çoğunluğu yabancı sermaye tarafından işletilmekteydi.Örneğin; Zonguldak kömürleri, manganez ve krom madenleri gibi.Ancak yine de bu işletmeler imparatorluk ekonomisine katkıda bulunuyorlardı.


· Halı Sanayi
Büyük bir çoğunluğu yabancı sermaye tarafından işletilmesine karşın özel yerli sermayenin de mevcut olduğu bu kesim imparatorluk sanayinin en ileri gitmiş dallarından biriydi.

Fakat Osmanlı İmparatorluğunun sanayi ve teknik üstünlüğünü Batı Avrupa ülkelerine kabul ettirdiği devir ancak XIX’uncu yüzyılın başlarına kadar sürmüştür.”XVIII’inci yüzyılda İngiltere’de başlayan ve hızla diğer Batı Avrupa ülkelerine yayılan fabrika sanayi atılımına çeşitli ekonomik, sosyal ve siyasi nedenlerle ayak uyduramayınca sanayi faaliyetleri önce bir duraklama devresine girmiş sonra da Batı Avrupa ülkelerinin kapitalist ve büyük hacimli üretim düzeni karşısında imparatorluğun ev ve el imalatına dayanan küçük sanayi kuruluşları yavaş yavaş kapanmaya başlamıştır.”[1]
Bununla beraber, Osmanlı İmparatorluğunda sanayi faaliyetlerin gerileme ve zamanla çökmesi yalnız Batı Avrupa ülkelerinde makinenin üretime katılması ve dolayısıyla modern sanayinin doğuşu ve böylelikle küçük sanayi üretimiyle fabrika üretiminin rekabet edememesi değildir.İmparatorluğun o zamanlardaki durumunun ve yaşama koşullarının da küçük sanayinin çöküşü ve ortadan kalkışı üzerinde büyük etkisi olmuştur.Bu olumsuz nedenlerin başında da ”kapitülasyonlar” ile uygulanan yetersiz bir sanayi politikası bulunmaktadır. Yabancı ülkelerle imzalanan ticari anlaşmalar sonunda, yabancılara tanınan çeşitli hukuki ve ekonomik ayrıcalıkların oluşturduğu kapitülasyonlar, yalnız imparatorluğun siyasal yapısını yıpratmakla kalmamış aynı zamanda milli ekonomisine kadar etki edebilen bir olumsuzlukla, yabancı uyruklulara veya onların ortak ve adamlarına tanınan iç ve dış ticaret serbestisi sonucu yabancı kökenli malların bütün limanlardan ve vergi ödemeden ülkeye girmesine veya transit geçmesine izin verilmesi, devletin milli sanayisini korumadan tamamen yoksun bırakmış ve ülkeyi yalnız bir hammadde deposu ve Avrupa’nın pazarı haline getirmiştir.Örneğin; 1832-1902 yılları arasında yabancı kökenli mallarda %3-8 oranında gümrük vergisi uygulanıyor ve bu gibi mallar, yerli ürünlere uygulanan %12-50 oranındaki dahili vergiler dışında bırakılıyordu.
  Alıntı ile Cevapla