Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-02-2007, 12:42   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ülkemizde ekonomik istikrarı kurabilmek ve sürdürebilmek için gerekli temel koşulların birincisinin “aşırı derecede yetkili hükümet ve bürokrasi” beklentimizden vazgeçmektir. Yetki ehil kişiler tarafından ve doğru amaçlarla kullanıldığı takdirde bir fayda sağlar. Ancak verilen yetkilerin her zaman ehil kişilerce ve doğru amaçlar uğruna kullanılacağını garantiye almak mümkün değildir. İstikrarlı sistemlerin en önemli özelliklerinden birisi de sistemi, ehliyetsiz kişilerden ve yanlış amaçlı yetki kullanımlarından korumuş olmalarıdır. Bu da sisteme yeterli dozda kontroller ve dengeler (checks and balances) konularak sağlanabilir. İstikrarlı sistemlerde sistemin yanlış kararlar ve uygulamalar karşısında çökmesini önleyecek mekanizmalar bulunmakta ve bu mekanizmalar insanları sistemin istikrarına inandırmaktadır. Bu mekanizmaların sistemdeki karar alma sürecini yavaşlattığı ve bu yavaşlık nedeniyle bazı toplumsal fırsatların kaçabileceği muhakkaktır. Diğer taraftan istikrarsızlığın getirdiği maliyetler, toplumsal açıdan bakıldığında kaçan fırsatların maliyetlerinin mutlaka çok üzerindedir.
Türkiye’de yukarıda değinilen türden, sistemi koruyucu mekanizmalar kurulamamıştır. Bu mekanizmaların yokluğu nedeniyle kamu yönetiminin yetkilerinin ehliyetsiz kişilerce veya yanlış amaçlar doğrultusunda kullanılması sonucu ülkemizde istikrarı sağlamak mümkün olmamıştır.
Kamu yönetiminin "hata" kelimesinin sözlük anlamını aşan fakat dil alışkanlıklarından kaynaklanan bir hata neticesinde "hata" olarak ifade edilmeğe devam eden sürekli "hatalar" yapması sonucunda toplum gözünde güvenilirliğini, itibarını ve kredibilitesini kaybetmiş olması ülkemizin, ekonomik istikrar bağlamında, bir başka talihsizliğidir. Bu olgu bir istikrar programını uygulayabilmenin siyasal çözümünü son derecede güçleştirmiş bulunmaktadır.
1.2. Türkiye'de Ekonomik İstikrarsızlık

Türkiye'de ekonomik istikrarsızlığın en açık bir göstergesi Türk parasının iç ve dış değerindeki sürekli ve yüksek oranlı düşüştür. Ekonomik istikrarsızlık zaman zaman ödemeler dengesi krizi şeklinde de kendisini göstermişse de istikrarsızlığın en belirgin göstergesi kronik enflasyon ve devalüasyon sürecidir. Özellikle son on beş yıl süresince ülkemizde paramızın iç ve dış değeri süratli bir şekilde düşmüş, bu düşüş zaman zaman hızlanmış, zaman zaman yavaşlamış, bazen düşüş hızı belli bir istikrara kavuşmuş, bazen de bu düşüşler kaotik bir biçimde gerçekleşmiştir.
Politik basiretsizliğin bir göstergesi olan kaotik değer kayıplarının olduğu dönemleri bir kenara bırakacak olursak, milli paramızın düzenli fakat sürekli on-beş yıldır değer kaybetmesinin sebepleri nelerdir? Bu sorunun cevabını tatminkar bir biçimde vermeden herhangi bir istikrar programını hazırlamak ve uygulamaya kalkmak kanımızca akıntıya kürek çekmekten farksız olacaktır.
Ülkemiz uzun yıllar enflasyonun sebeplerini yanlış yerlerde aramıştır. iyi niyetle olsa dahi, kamu sorumluluğu olan kimselerce enflasyonun sebepleri olarak gösterilen ve bugün dahi gösterilmeye devam edilen, bir takım yanlış gerekçeler toplumumuzun yanlış bir şekilde yönlendirilmesine sebep olmuş ve neticede toplumda istikrar programı uygulamasına karşı bir tepki oluşmuştur.
  Alıntı ile Cevapla