Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-02-2007, 12:42   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Özellikle bazı siyasi kişilerce, bilerek veya bilmeyerek, ortaya konulan ve bilimsel bir tutarlılıktan yoksun gerekçeler ve çözüm önerileri toplumsal enerjimizin israf edilmesine yol açmış ve gerçekçi çözümlerin uygulanmasını geciktirmiştir. Ancak son yıllarda kamu oyunda hakim olmaya başlamış bulunan genel görüş enflasyonun temelinde yüksek kamu açıklarının yattığıdır.
Türkiye'de enflasyonun temelinde ve dolayısıyla de istikrarsızlığın temelinde yatan üç unsur bulunmaktadır. Bunların birincisi milli gelirimize göre yüksek seviyede süren kamu açıklarıdır. Kamu açıkları geçtiğimiz yıllar içerisinde sürekli bir şekilde yükselmiş bulunmaktadır. Bütçe bazında bakıldığında, milli gelire kıyasla gelirler artmış ancak giderler daha da fazla artmıştır. Enflasyonun temelinde yatan ikinci unsur, Türkiye'deki kanunlar ve uygulamalar gözönüne alındığında, kamu açıklarının kolaylıkla para basılarak finanse edilebilmesidir. Geçtiğimiz yılların tecrübelerinin açıkça gösterdiği gibi kamu açıklarının para basılarak finanse edilebilmesine olanak sağlayan mevzuat ve zihniyetin mevcudiyeti, kamu yönetiminin mevzuatın verdiği bu imkanı kullanmaktan kaçındığı dönemlerde dahi, enflasyonun düşürülmesine mani teşkil etmiştir. Kamu açıklarının para basılmadan finanse edildiği dönemlerde dahi para basılmasına olanak sağlayan mevzuatın varlığı enflasyonist beklentilerin kırılmasını önlemiş ve enflasyon indirilememiştir. (1993 ve 94 yıllarında yaşanan ekonomik kriz kamu açıklarının para basılmadan finanse edildiği dönemlerde dahi "bugün basmasalar da yarın basabilirler" düşüncesiyle enflasyonist beklentilerini değiştirmeyen ekonomik birimlerin haklılığını ortaya koymuştur). Son olarak, enflasyonun ve dolayısıyla istikrarsızlığın temelinde yatan üçüncü unsur da ülkemizdeki finansal sistemin boyutlarının, milli gelirimize kıyasla, küçük olmasıdır. 1987-1994 yılları arasında bütçenin finansmanı için gerekli tutarın aynı yıl içerisinde para arzındaki artışa oranı yüzde 25 ile yüzde 50 arasında değişmiştir. Bir diğer ifade ile bütçenin finansmanı için gerekli kaynak tutarı bankacılık sisteminin, aynı yıl içerisinde, yarattığı yeni finansal kaynakların 1987'de yüzde 25'inden 1993'te yüzde 50'sine yükselmiştir. Bu çok yüksek bir orandır ve finansal sistemin boyutlarının yetersizliğini ortaya koymaktadır.
Özetlemek gerekirse, Türkiye'de enflasyonun temelinde yüksek kamu açıkları, bu açıkların kolaylıkla parasallaştırılmasına olanak veren hukuki düzen ve zihniyet ve bu parasallaşma sürecinin göreli olarak küçük bir finansal sistem altında gerçekleşmesi yatmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla